Büyük dönüşümler, büyük sınamalardan başarıyla geçtiğinizde
mümkün oluyor. Yeni bir dünya kurulurken Türkiye'nin yerini alması
da bugünkü büyük sınavı geçmesini gerektiriyor. Evet, başka
hayallerimiz vardı ve bu tür şokları yaşamak istemezdik. Ama baş
edecek gücümüz de tecrübemiz de var.
Dün, SETA'nın düzenlediği "Kuruluşundan Bugüne AK Parti
Sempozyumu"nu izledik. SETA Başkanı Serhat Albayrak ev sahibiydi.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, AK Parti'nin 17 yıllık
öyküsünü akademik mükemmellikle özetledi.
Tabii tüm dikkatler, Başkan Tayyip Erdoğan'ın üzerindeydi.
"Liderlik işte böyle bir şey" dedirten dengeli, gerçekçi, yer yer
duygusal ama özgüven dolu bir konuşma yaptı. "AK Parti, nevzuhur
bir parti değildir. AK Parti'yi milletimiz kurmuştur. Milletimizin
tarihi, AK Parti'nin tarihidir!" sözlerinin altını çizerek, hemen
herkesin kafasını meşgul eden "kur atağı" konusuna değinelim.
Erdoğan'ın, AK Parti Sempozyumu'ndaki değerlendirmelerini haber sütunlarında okuyacaksınız. Okudukça... Öyle inanıyorum ki "Söz konusu olan vatan ise gerisi teferruattır" noktasına varacaksınız. "Vatan toprağı ne ise milli para da odur" sözünün, hakiki manasını bulduğu bu ortamda, bilhassa yurtdışındaki varlıkların Türkiye'ye kazandırılması büyük önem taşıyor. Korkmak, üretimi ertelemek, yatırımdan kaçmak, döviz spekülatörlerine teslim olmak bize göre değil.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın dediği gibi, "Elini uzatana elimizi uzatacağız ama yumruğunu sıkana yanağımızı dönmeyeceğiz!" Ve kazanacağız!
Son söz...
Büyük sorunları, büyük milletler, büyük liderlikle çözer!