26 Ağustos 1071... Anadolu'nun vatan yapıldığı o muhteşem günden
bu yana 946 yıldır bu topraklardayız. Bin yıllık tarihi
geçmişimizin bugün yeniden muhasebesi yapılıyor. Neden? Çünkü
Türkiye, yine büyük meydan okumalarla karşı karşıya. Türk milleti,
bu zor coğrafyada yaşamanın bedelini canıyla ödedi. Beka mücadelesi
uğruna her an ölümü göze aldı. Bugün de durum geçmişten çok farklı
değil. Lakin... Her türlü tehditle baş etmeyi başarabilen bu
millet, üç kritik noktada gedik verdiğinde hep kaybetti...
1- Milli birlik ve beraberlik.
2- Siyasi, idari ve ekonomik istikrar.
3- Ordunun uyumu ve bütünlüğü.
AK Parti, milletle el ele geleceğe odaklı iken ana muhalefet partisi düne takılıyor. CHP'nin, bilhassa Cumhurbaşkanı ile hesaplaşma hırsı "devletle kapışmaya, milletle inatlaşmaya" dönüştüğü için muhtelif gerilim senaryoları taraftar bulabiliyor. Ülkesini, yabancılara şikâyet hastalığı, CHP'den önce de vardı, maalesef bundan sonra da olacak. Milletine mutlak olarak güvenmeyen, dış merkezlerden jokerli güç devşirmeye çalışan CHP Genel Başkanı tipi siyasilerin heveslerinin kursaklarında kalacağı muhakkak.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin duruşu ve Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin kararları ise Türkiye'nin içine çekilmek istendiği girdabı ve derinliğini anlamak bakımından önemli. Devlet Bey'in, "devletin kaderi" üzerinden siyaset yapma tarzı, belirli çevrelerin işine gelmiyor olabilir. Oysa milletten yetki alan kadroların ve anayasal sistemin tahkim edilmesi, Silahlı Kuvvetler'in komuta kabiliyeti ve moral değerlerinin güçlendirilmesine ilişkin tercihler, günlük siyasetin çok ötesinde bilgiler ve sorumluluklar içeriyor. *** Bu karmaşık tablonun bir de "alternatif parti arayışları" boyutu var. Bu yöndeki hazırlıkların AK Parti ve MHP'yi aynı anda hedef alması tesadüf olamaz. Ortadoğu'da haritalar güncellenirken dengeleri değiştirecek tek ülkenin Türkiye olduğunu bilen odaklar, enerjisini içeride tüketen, önüne değil devamlı dikiz aynasına bakan, yönetme yetkinliği ve ekonomisi zayıflayan bir Ankara tasarımı yapıyor. Yani kavga yine yerli ve milli olanlarla gayri milli unsurlar arasında cereyan ediyor.
Ve son husus... Baştaki üç mühim konuyu günümüze uyarlarsak...
Çok şükür ki bu asil millet kaos senaryolarına rağmen dimdik ayakta. Terör, kanlı darbe girişimi, siyaset mühendisliği benzeri ihanet oyunlarına geçit vermiyor.
Demokrasimiz, milli çıkarların bekçileri ile kısa vadeli iktidar çıkarcıları arasındaki bilek güreşine rağmen gücünü koruyor.
Ordumuzun, komutan çekişmelerinden arındırılması ise büyük önem taşıyor. Son Şûra'da zemin kazandığını zannedenlerle uygun vakti bekleyenler arasındaki soğuk savaş kimseye hayır getirmez. Hele hele FETÖ'cülerin sistemdeki varlığı etkisiz kılınmamışken!