İddia insanı ve öyle olmayı sürdürüyor...
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, -tahmin
edildiği gibi- epey ilgi gören kitabı "Burası Çok
Önemli" üzerine, farklı kulvar ve perspektiften yorumlar
yazıldı. Çeşitli bölümlerine değinenler veya bir bütün olarak
değerlendirme yapmayı tercih edenler oldu. Örneğin, kitap ve yazarı
üzerine, dönemin koşullarını gözeterek ben de bir analiz kaleme
aldım. Sanırım şimdi, ekonomi/politik açısından satır aralarına
girmenin ve Albayrak imzalı tezlerin güncel karşılığına dikkati
çekmenin tam zamanı.
Neden?
Çünkü Albayrak, "şehir efsanesi" olarak tanımladığı,
Türkiye ekonomisine özgü bazı genel kabulleri kökünden
sarsıyor da ondan. Bununla da yetinmiyor. Bakanlığı
sırasında sıkça vurguladığı "rekabetçi kur/denge
kuru" meselesine de her manasıyla açıklık
kazandırıyor.
Albayrak'ın kitabında sayfa 169- 174 arasında,
hususi başlık açılan tartışma konusu hakikaten mühim!
Sebebi de gayet açık. Yıllardır bizlere denildi ki...
"Rekabetçi kur politikasıyla cari açık kapanmaz. Çünkü
Türkiye'nin ihraç ettiği her 100 dolarlık malın
70 dolarlık kısmı ithal ara mal. O yüzden döviz
kurlarının artmasıyla maliyetler de hızla artıyor."
Sahi, bu yüzde 70 oranında ithalata bağımlı ihracat denklemini kim
kurdu? Ben de bilmiyorum!
Ama Albayrak, bu efsaneyi yıkıyor ve diyor ki...
"Yüzde 70 ithal girdi oranı bir 'şehir efsanesidir.' Veri
analizine dayanmaz. Bu oran, Türk ekonomisine
dair olumsuz algıyı beslemek için uydurulmuştur!"
Sonra, işin doğrusunu anlatıyor:
"Gerçek ithal girdi oranı, (2016) OECD verilerine göre yüzde
16,4 olarak gerçekleşmiştir. Merkez
Bankası araştırmacıları, imalat sanayii
ihracatçı firmaları için bu oranın yüzde 28,5 olduğunu
hesaplamıştır."
Albayrak, tam bu noktada isim vermeden "Ali Babacan
ekonomisine" eleştirisini de çarpıcı biçimde dile
getiriyor.