27. dönem milletvekilleri bugün yemin ederek görevlerine başlayacaklar. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yemin töreni ise 9 Temmuz Pazartesi günü. Böylece Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk kabinesi de iş başı yapmış olacak. Cumhurbaşkanı ve kabinesi ile yeni Meclis yapısı belli olduğuna göre artık yerel seçimlere, daha doğrusu belediyelere odaklanabiliriz. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan dün gerçekleşen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda bu yöndeki işaret fişeğini de ateşledi. Cumhurbaşkanı, kendisine sunulan 24 Haziran Seçimleri Değerlendirme Raporları'na atıfta bulunarak bazı hassas hususları kamuoyu ile paylaştığı için bizim de arka plana değinmemizde fayda var.
*** Her şeyden önce AK Parti'nin 16 yıldır süren istisnasız seçim başarıları aynı zamanda yerel iktidar performansı ile pekişerek bugünlere geldi. 2002'deki büyük siyasal dönüşümün rüzgarı ile geçilen 2004 yerel seçimleri bir kenara bırakıldığında, AK Parti'nin büyük mücadele verdiği 2009 ve 2014 yerel seçimleri ise özgün şartlarda gelişti. 2009'da küresel finansal krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri çok açıktı ve bu durum sandığa da yansıdı. 2014'te ise 17-25 Aralık (2013) yargı ve emniyet darbesine karşı millet dayanışması sergilendi. Seçim, yerel özelliklerin ötesine geçti ve toplumsal sağduyu içeren hayati değerde mesajlarla sonuçlandı.Mart 2019'da yapılacak yerel seçimlere gelince...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın masaya yatırdığı seçim raporlarında, aday faktörü, belediye başkanları ile ilgili yakınmalar, hizmet açığına ilişkin eleştiriler, vekillerle başkanlar arasındaki uyumsuzluklar da çarpıcı başlıklar arasında yer aldı. Meselenin, dava sorumluluğu dışına taşan yönlerine kuşkusuz Cumhurbaşkanı ve AK Parti merkez yönetimi neşter vuracaktır. Esasen "metal yorgunluğu" teşhisini de sadece kondisyon düşmesi biçiminde okumak eksik kalır. Bu yorgunluk; halkla ilişkilerdeki bağların zayıflaması, algı yönetimindeki problematik, makama dayalı güç vehmetme, iş yapma ve yaptırma süreçlerine dahil olan çevrelerin ürettiği negatif imajla da birlikte düşünülmek durumunda. *** Ve kritik bir nokta daha... Son 11 yılda 11 sandık kurmuş bir ülkede, AK Partili belediyelerin sarf ettiği efor da yabana atılmamalı. Yani, belediyelere ilişkin puanlamada, olumsuz yönler çarpan etkisi ile olumlu faktörler ise indirgenerek ele alınmamalı. Bir başka ifade ile AK Parti'yi yerel iktidarda tutan belediyelerin fazla hırpalanması, AK Parti'nin kendi ayağına siyasi kurşun sıkması sonucunu da doğurur. En nihayetinde, yerelde AK Parti gücünü temsil eden belediyelere yüklenelim derken, ironik biçimde AK Parti'yi ayakta tutan taşıyıcı sütunlara da darbe vurulmuş olur. Önümüzdeki dönemde, belediyelerin vatandaşla ilişki biçimini yeni formatta ele almak kadar yerele özgü mali kaynaklar üretilmesini de düşünmek lazımdır.