Devletin FETÖ unsurlarından arındırılması sürecinde atılan adımların hızı, kapsamı ve adil olması çok mühim. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra TSK başta olmak üzere çok sayıda kamu kurumunun açığa alma ve ihraç kararları verebilmesi nasıl mümkün olabildi acaba? Bu yöndeki bir sorunun sahibi de MHP lideri Devlet Bahçeli idi. Anlatılanlara göre Bahçeli, Başbakan Binali Yıldırım ile bir görüşmesinde, "Nasıl oldu da iki gün içinde bu kadar kapsamlı kararları alıp uygulayabildiniz?" diye sormuş. Kuşkusuz, gerek isim bazında gerekse yapısal dönüşüm anlamındaki kararların ciddi bir arka planı ve hazırlık aşaması söz konusu. İşte bu noktada, bir hakkı teslim etmek zorundayız. Yani... "Devlet Denetleme Kurulu"nun (DDK) aylardır titizlikle sürdürdüğü çalışmaların hantal devlet mekanizmasını nasıl harekete geçirdiğini, korkarak, sinerek veya bilerek ve isteyerek bu mücadelede ayak sürüyen üst düzey bürokratları nasıl pro-aktif davranmaya yönelttiğini anlatmak boynumuzun borcu.
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, legal görünümlü illegal yapıların
kamuda tespiti ve etkili mücadele için DDK'yı koordinatör olarak
görevlendirmesi pek çok şeyi değiştirdi. Erdoğan'ın bu stratejik
kararına kadar paralel yapı ile mücadele adeta "komisyonlara havale
edilmişti." Deyim yerinde ise top çevriliyor ancak isim bazında
tespit de dahil olmak üzere insan kaynağı ve finansal ağların
çökertilmesi noktasında ciddi adım atılmıyordu. Bu hayati iş;
İstanbul, Ankara ve İzmir'deki birkaç özverili savcının çabası ile
yürüyor, zaman zaman Anadolu'daki çeşitli illerde sembolik
operasyonlar yapılıyordu.
***