"1 lira harçlık, bir poşet kahve, akide şekeri ve bembeyaz bir mendil..."
Sonrasını, -altına imzamızı atarak- bayram hediyesindeki mesaja bırakalım:
Bayramlar hiç unutulmaz, özellikle de çocukken yaşananlar...
Hatırlıyoruz. Sabah erkenden kalkar, arife günü alınan yepyeni kıyafetler giyerdik. Cebimize de tertemiz, ütülü bir mendil kesin koyulurdu. Mutlu olurduk, bayramın bize ne gibi güzellikler sunacağını düşünerek heyecanlanırdık. Bayram, arkadaşlarla bir arada olmak demekti, büyüklerimizin elini öperek 1 liralık bayram harçlığını cebe atmanın sevinci demekti...
Evden çıkardık, kapı kapı dolaşıp şeker toplardık; badem şekeri veya en renkli akideleri poşetine doldurmanın mutluluğu unutulur mu?
Karşılık beklemeden kurulan samimiyet unutulmaz!
Misafirliğe gittiğimizde yaşımız biraz da büyükse "Nasıl olsun kahve?" diye sorarlardı. Bizim yerimize annemiz ya da babamız "şekerli" derdi. Höpürdeterek içerdik o sıcacık, köpüklü kahveyi, çok hoşumuza giderdi. Mendili hemen cebimizden çıkarır ellerimizi silerdik.
Bunları ne unuttuk, ne de unutulmasını istiyoruz.
Saygı ve sevgi ile bayramları yad ediyoruz. Bayramınız Kutlu olsun.