Bu sıralar, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yine seçilir ama..."
diye başlayan cümlelere özellikle dikkat etmekte fayda var. Erdoğan
karşıtlığında buluşan ancak, Türkiye'nin sorunlarının çözümü için
Erdoğan'ın liderliğine duyulan ihtiyacı reddedemeyenler, yedek
planları ile devredeler. Evet, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi,
yürütme ile yasama fonksiyonları arasına belirgin şekilde çizgi
çekiyor. Lakin yeni sistemin işlerliği ve başarısı halk tarafından
doğrudan oyla seçilen Cumhurbaşkanı'nın, Meclis'le ilişkilerinde
"ittifakın makul çoğunluğunu" zorunlu kılıyor. Tam da bu nedenle
"Erdoğan ile AK Parti'yi ayrıştırma tuzağı"na düşmemek gerekiyor!
Cumhurbaşkanı'nın, partisini "evladı gibi" tanımlaması bir yana AK
Parti'nin siyasal tabanı da Erdoğan'la iç içe geçiyor. Seçmenin
ezici çoğunluğu AK Parti'ye, Erdoğan için oy veriyor. "Erdoğan
nasılsa Cumhurbaşkanı olarak başımızda kalacak. Onu seçerek
görevimizi de yerine getirmiş oluyoruz. Ama Meclis'te farklı
partilere oy atmayı düşünüyoruz" diyenlerin, yeniden iç muhasebe
yapmaya davet edilmesi, yönetimde istikrar için büyük önem
taşıyor.
AK Parti'nin siyasi alanda kurduğu çoğulcu merkezin, yeni hükümet
sistemiyle tahkimi hedeflenirken, AK Parti potasında harmanlanmış
fikir ve kadroların, değişik damarlara akması çok yönlü riskleri de
beraberinde getirir. MHP, SP ekseni başta olmak üzere milliyetçi
muhafazakâr seçmenin, "Cumhurbaşkanlığında Erdoğanlı, Meclis'te
Erdoğan'sız" formüllere yönlendirilmesi, sağlıksız siyasi sonuçlara
kapı aralar. Tahayyül ettikleri şekli ile tek adamlıkla itham
ettikleri Erdoğan'ı durdurayım derken devleti de durdurmayı göze
alanların, kimler oldukları ve asıl niyetleri hakikaten iyi
sorgulanmalı. Cumhurbaşkanlığı seçimini, ikinci tura bırakmaya
uğraşanların, kamuoyunun dikkatini bu noktaya çekerken, seçmen
iradesini Meclis zemininde parçalamaya dönük taktik hamlelere
giriştikleri de asla göz ardı edilmemeli!
Yukarıdaki soruların cevapları, Cumhurbaşkanı'nın yüzüne söyleyemediklerini, arkasından dolanarak bir yere bağlamaya çalışanların partide ve devlette hâlâ etkin oldukları anlamına gelir ki... Allah muhafaza...