Dün açıklanan büyüme oranının dikkate değer yanı yalnızca
küresel çapta bir rekoru ifade etmesinden ibaret değildi. Aynı
zamanda Türkiye'nin gerçek gücünü ve potansiyelini göstermesi
bakımından da önemliydi. Geçtiğimiz yıl bugünlerde durmakta olduğu
iddia edilen, bin bir karamsar senaryo yazılan Türkiye ekonomisi
yine ezberleri bozdu.
Peki nasıl? Tabii ki sıcak gelişmeleri gören, doğru zamanda, doğru
kararları alabilen siyasi irade sayesinde.
Türkiye ekonomisinin gerçek büyüklüğü, özveri ile çalışan özel
sektörün enerjisini, siyasi iktidarın basiretli politikaları ile
buluşturan sinerjiden kaynaklanıyor. "Coşkulu büyüyoruz, her şey
toz pembe" demediğim çok açık. Lakin Türkiye ekonomisinin büyüme
performansını küçümseyen, ısrarla faiz artışı baskısı kuran,
büyümenin frenlenmesini isteyen, bulaşıcı kötümserlik yayan
çevrelere karşı, meselenin "psikolojik boyutuna ve moral yönüne"
dikkati çekmeye çalışıyorum.
TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında Maliye Bakanı'nın, kendisine
laf atan CHP'li vekillere seslendiği gibi... "Merak etmeyin, bu
büyümeden, refah artışından sizler de istifade edeceksiniz!"