Suriye sahasındaki hızlı gelişmeler, Esad rejiminin devrilmesi,
küresel ve bölgesel aktörler bakımından ezber bozucu sonuçlara yol
açtı.
İç savaşın başından beri Suriye'nin toprak bütünlüğünü, siyasi
egemenliğini, kapsayıcı ve kuşatıcı anayasa yazımını,
sığınmacıların güvenli, gönüllü, onurlu şekilde ülkelerine dönüşünü
savunan Türkiye açısından öncelikli konu YPG ve DEAŞ terörü ile
mücadele oldu. Nitekim Suriye Milli Ordusu'nun, MİT koordinasyonu
ve TSK'nın desteği ile Tel Rıfat ve Münbiç'i terör örgütünden
temizlemesi de devlet politikasının ne kadar dinamik olduğunun bir
özetiydi. Bugün Suriye'nin kuzeyine stratejik açıdan bakan Ankara,
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM)
Kurilla'nın, bölgeye yaptığı ani ziyareti ve terör
örgütü mensuplarından oluşturulan Suriye Demokratik Güçleri (SDG)
ile görüşmesini dikkatle not etti bile. Buna bir de ABD Dışişleri
Bakanı Blinken'ın yarın gerçekleşecek Ankara
temaslarını eklediğinizde, Washington'daki
"YPG-PYD stresi" belirgin biçimde
ortaya çıkıyor.
Başkent'te yapılan güvenlik analizlerine
göre...
ABD...