Genel Başkan değişimi sonrası, üstelik yerel
seçime gidilirken CHP'de sular durulmuyor. Kemal
Kılıçdaroğlu'nun yenilgiler serisi ile bir seçime
daha girmeyi riskli bulan, hatta meseleye
"duygusal!" açıdan da bakan delege...
Genel Başkan değişimi sonrası, üstelik yerel
seçime gidilirken CHP'de sular durulmuyor. KemalKılıçdaroğlu'nun yenilgiler serisi ile bir seçime
daha girmeyi riskli bulan, hatta meseleye
"duygusal!" açıdan da bakan delege nasıl da
hayallere kapılmıştı oysa... Sözde değişim olacaktı. Ön seçim
yapılacaktı. Şeffaflık, liyakat esas alınacaktı. Mezhepçilik değil
kapsayıcılık hâkim kılınacaktı. İstanbul'da Ekremİmamoğlu, Ankara'da Özgür Özel
öylesine bir siyasal bileşim oluşturacaktı ki asıl CHP işte o zaman
görülecekti, vs. vs. vs. Ama öyle olmadı. Daha da önemlisi, bir
şeyler olacağına ilişkin umutlar da tükenmeye başladı. Peki, neden?
Çünkü gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendi. Kemal Bey ve kurduğu
ittifak modeli adeta bütün kötülüklerin anası ilân edildi. CHP'nin
sağa kaydığı ileri sürüldü. Sağcı politikacılar ve sağ patentli
politikalarla bir yere varılamayacağı savunuldu. Kılıçdaroğlu'nun
düzenlediği masanın neredeyse siyasi mucize olduğu hafife alındı.
Hele hele eski HDP ile (şimdiki DEM Parti) yürüttüğü kapalı devre
veya taktik...