Bazı anlatımlar vardır. İlk anda kulağa ilginç gelir ama
yazılması farklı tepkiler doğurur. Lakin buradaki espri duruma o
kadar uyuyor ki "artık yazılmasa olmaz" dedirten türden. Gündemi
yakından izleyenler hatırlayacaktır. CHP Genel Kemal
Kılıçdaroğlu'nun 15 gün önce bir röportajı yayımlandı. Adeta bir
sırrı saklar gibi konuşuyor ve "Cumhurbaşkanı adayımızı eşim bile
bilmiyor" diyordu. Sözün gelişi bu ya, aynı soruyu Selvi Hanım'a
(Kılıçdaroğlu) sormuşlar. O da "Eşim bile bilmiyor" diye cevap
vermiş!
Ana muhalefetin son ana kadar gizlediği sanılan, aslında siyasal ve
yapısal kafa karışıklığını gösteren bu tablo tam anlamıyla
ibretlik!
Lakin... CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kendince Cumhurbaşkanı adayı profili çizerken -bırakınız aktif siyasete girdiği günü- hiç olmazsa partinin başına geldiği günden bu yana 8 yıl içinde geniş kitlelere niçin o güveni veremediğini izah etmek zorunda. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamayacağını bilen ama siyaseten dokunulmazlığa ihtiyaç duyduğu için milletvekilliğini tercih eden bir genel başkan, kimi aday gösterirse göstersin acziyetini de ilan etmiş olacaktı. 2014'te de şimdi de Cumhurbaşkanı adaylığına cesaret edemeyen Kemal Bey, son çare olarak 4 benzemez partinin Meclis'te kuracağı ittifaka bel bağlamış durumda. Hesabı ne olursa olsun Kılıçdaroğlu'nun bir seçim yenilgisi daha yaşaması ya CHP'de ya da sol siyasette büyük değişimi beraberinde getirecektir. *** Siyasi zihniyet dönüşümünü tamamlamadan, "Yeni CHP" söylemi ile ortaya çıkan ve seçmen tabanını manipüle etmeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu, her seçimin sonunda toplumun en az dörtte birine hayal kırıklığı yaşatmakla kalmadı, bu kesimlerin kendilerini siyaset yoluyla ifade etme çabalarını da karşılıksız bıraktı. Sağdan transfer, olmadı muhafazakâr formda aday, az sağdan çok soldan bir isim derken CHP Genel Başkanı, çatı formülü de netice vermeyince "bir de orijinal CHP'li deneyelim" kabilinden yaklaşımla 25 Haziran sabahı muhtemelen makam koltuğunun bir kenarından tutmaya çabalayacak! *** Tasavvuf üstadı "Niyazi Mısri" ders ve mana yüklü o eserinde der ki...
Derman arardım derdime,
Derdim bana derman imiş!
Bürhan (delil) sorardım aslıma
Aslım bana bürhan imiş...
Hoşgörüye sığınarak bu derin felsefeyi siyasete uyarladığımızda... CHP'nin derdi kendisiyledir. Nereden gelip, nereye gitmektedir? Bu sorgulamayı yaparsa, bu dert CHP'yi doğruya yani dermana götürecektir. CHP, Türkiye'nin hatta dünyanın şartlarına göre kendi derdinden derman üretmedikçe siyasette asimetri devam edecek, türlü suni reçeteyle umut pompalanan milyonlar homurdanarak bir sonraki seçimi bekleyecektir!24 Haziran'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 100 bin imzayla aday olacaklar için süreç dün sabah başladı. Adaylar için imza vermek isteyen seçmenler, 9 Mayıs'a kadar 08.00-20.00 saatleri arasında ilçe seçim kurullarına giderek imzalarını atabilecek.