Türkiye, siyasetin yeniden şekillendiği bir döneme giriyor...
İktidar ile muhalefet arasındaki makas giderek açılıyor.
"Anlayış farklı, felsefe farklı, kültür
farklı" sloganı, ittifakların farkını tayin edecek
kadar keskinleşiyor. Bir taraf, yenilenme ve geleceğe güvenle
yürüme iradesi sergilerken diğer taraf siyasi mühendislik hesapları
içinde patinaj yapıyor. Üstelik iktidar kanadı reel politik ile yol
alırken muhalefet tarafı siyasal varsayıma dayalı oyun kuruyor.
Biraz daha açacak olursak...
Türkiye tecrübesinde, cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi ve seçimi
genelde sancılı süreçleri beraberinde getirdi. İlginçtir, CHP iç
dinamikleri dışında -an itibariyle- vatandaşın gündeminde seçim
görünmüyor. Yani, cumhurbaşkanı seçimine endeksli aceleci plânlar,
bugün için siyasetin bütününü ve devlet sisteminin işleyişini baskı
altına almıyor. Bu stres sadece CHP'de hissediliyor? Peki, ama
neden?
Bunun yapısal ve kişisel belirgin nedenleri söz konusu...
Sistemik açıdan bakıldığında...