Gerek Güneydoğu Anadolu'dan gerekse Batı illerinden gelen sinyalleri doğru yorumlama gereği her zamankinden fazla önem taşıyor. Terörle mücadelede kritik eşik aşılırken, yeniden Çözüm Süreci benzeri taleplerin aceleci biçimde dile getirilmesini de bu kapsamda masaya yatırmak lazım. Kuşkusuz madalyonun iki yüzü var. Hem bölge dinamiklerini hem de batıdaki nabzı birlikte ele almak zorundayız. Devlet kuruluşlarının, operasyonların neticelendiği il ve ilçe merkezlerindeki kamuoyu yoklamaları ilginç sonuçlar veriyor. Bu noktada üç husus ön plana çıkıyor: 1- Terör örgütü PKK'nın, Suriye'deki kanton düzeninden ilham alan, bölgesel konjonktürü Türkiye içinde özerklik fırsatına dönüştürmeyi amaçlayan girişiminin çöktüğü artık genel kabul görüyor. Siyasal olarak HDP'ye müzahir, hatta PKK ile sempati bağı bulunan kitle bazındaki analizler de örgütün çukur, barikat ve bomba planının tabanda karşılık bulmadığını teyit ediyor. Örneğin, HDP'nin yüzde 90'ın üzerinde oy aldığı Cizre'de dahi, kentsel çatışma stratejisinin aynı oranda tepkiyle karşılandığı biliniyor. Terör örgütünün halk desteğini kaybetmesinde, devletin çözüm iradesindeki samimiyeti ile örgütün çatışmasızlık dönemini faşizan uygulamalarla istismar etmesinin etkili olduğu sonucuna varılıyor.