Daha milletvekili adayları belli değil. Seçim Beyannameleri
kamuoyu ile paylaşılmamış. Mitingler başlamamış. Ama... Spekülasyon
bol... Neler yok ki? Yok efendim, Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. tura
kalabilirmiş. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeniden seçilir ama
Cumhur İttifakı Meclis'te çoğunluğu elde edemezmiş. Seçim sonucuna
göre, Meclis bile feshedilir, yeniden seçim yapılırmış. Hatta
ABD-İran gerilimi sıcak çatışmaya dönüşürse seçimler
ertelenirmiş...
Miş miş, mış mış... Tuhaf olan şu: Zihin jimnastiğini çok aşan bu
tür spekülatif değerlendirmeler sosyal medya zemininde yer yer
taraftar buluyor diye sanki ülkenin gerçeği gibi sunulmakta.
Zira... Operasyonel aktörler, müzmin muhalifler, iktidar özleminde hep hayalkırıklığı yaşayanlar, seçim yenilgileri yüzünden keskinleşen gruplar ve onların yurtdışı ortakları zaten belli. İçimizdeki karşıtlıkları da Türkiye'deki iktidar denklemine müdahil olmak için her fırsatı ve aracı kullanan yabancıları da biliyor ve başa çıkabiliyoruz.
Lakin... AK Parti ile büyüyüp gelişmesine rağmen zamanla ana eksenden savrulan isimler... AK Parti kadroları ile beraber yürüyormuş gibi yapan, sadece siyasal gücünden nasiplenmeyi uman ve günün sonunda beklentisi karşılanmayanlar...
Ve... Saadet Partisi'ni, adı "Millet İttifakı" konulan, o zoraki siyasi birlikteliğe monte ederek Milli Görüş üzerinden sözde mahsuplaşma arayanlar...
Özetle... Muhafazakâr demokrat kanata sızan, AK Parti'deki yönetime istediği gibi yön veremeyen farklı kişi veya oluşumların yürüttüğü negatif kampanya da hafife alınmamalı. *** AK Parti'nin geleneksel tabanı ile Türkiye'nin beka problemini gören sağduyulu milli çoğunluk, anlık akımlara kapılmadan, duygusal tepkilerin esiri olmadan, insani, vicdani ve siyasi karar verebilme basiretine sahip. Bu omurganın sağlamlığı, ülkenin geleceğine duyulan güvenle eşanlamlı olduğu için 16 yıldır kurulan tüm sandıklarda millet, AK Parti ve lideri Tayyip Erdoğan için "Devam" dedi.
Bugün... Milletin ferasetine olan inanç yine üst düzeyde. Bu noktadaki özgüven önemli olsa da sade vatandaşın günlük hayatındaki öncelikleri, rahatsızlıkları, asla ıskalanamaz. Vatandaş için "Huzur", "İstikrar" ve "Güvenlik" temel istekler. Bu çerçevenin içini dolduracak iki ana unsur ise "ekonomik konfor" ile "hukuk teminatı."
Demek oluyor ki piyasayı zorlayan kur-faiz-enflasyon gelişmeleri, seçmenin de bütçesini zorlayabilir. İşte bu nedenledir ki 10 Mayıs 2018'de Cumhurbaşkanlığı'nda gerçekleşen Ekonomik Kurul Toplantısı'nın ardından verilen mesajlarla hem vatandaşın aklını çelecek dedikodulara set çekilmiş hem de mevduatlar ve para hareketlerine dönük güvencelerin altı çizilmiştir.
İnsan hak ve özgürlükleri ile adalet mekanizmasının işleyişi bağlamında da çok yakında demokratik soluklanmayı ferahlatacak taahhütler ve tedbirler açıklanacak. Bu aşamada OHAL'in gerekliliği kadar OHAL kapsamını ikame edecek çerçeve yasanın gerekliliği de eşit ağırlık kazanmış durumda.
Netice olarak... Sosyal medya dalgasının boyu ile sandığın dalga boyu doğru orantılı değildir. Sanal âlemin gündemi ile vatandaşın gerçek gündemi de örtüşmemektedir. Başarının sırrı, politik, ekonomik ve insani huzurdan geçmektedir!