Türkiye, günlerdir MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, "Başkanlık
sistemi ile ilgili hamlesinin" şifrelerini çözmekle meşgul. Devlet
Bey nereden ve kimlerden ses geldiğini iyi izliyor. Zaten bu
çevrelerin önemli bir bölümüne ilişkin yerleşik kanaatler de
taşıyor. Mesaj üstüne mesaj vermeyi sürdürüyor.
"Ne demek istedi?" acaba diye soru sorup yorum yapanlardan gelen
toplara falsolu vuruyor.
MHP iç dinamiklerini ve Sn Bahçeli'yi tanımayanları şaşırtıyor.
Ama oyun oynamıyor!
Öyle anlaşılıyor ki Devlet Bey, tarihin yeni kırılma noktasında
Türkiye'nin beka meselesini doğru okuyor. Bu nedenle günlük
siyasetin kısır çekişmelerinin dışına çıkmaya çalışıyor. Parti
içinden ve dışından gelen salvoları önlemeye aynı zamanda siyasi
çizgisinde kırıklık yaratmadan süreci yönetmeye çabalıyor.
Söylediklerini tevil etmek bize düşmez.
Ancak reel politiğin şartları ve MHP'ye değen yönlerine dair derin
değerlendirmeler söz konusu:
Sn Bahçeli, Başkanlık sistemine mesafesini koruyor, parlamenter
sistemin revizyonunu savunuyor. Ancak, 10 Ağustos 2014'ten bu yana
test edilip uygulanan, 15 Temmuz darbe gecesi net şekilde görülen
güçlü liderlik ihtiyacını reddedemiyor.
"Cumhurbaşkanlığı sistemi" diyebileceğimiz mevcut durumu
sabitlemeyi ve aynı zamanda milletin tercihini güncellemeyi
öneriyor. Bu politika hem "Mutlak Başkanlık modeline geçit
vermedik" hem de "Milletin sözünün üstüne söz söylenmez" demek için
geniş hareket alanı bırakıyor.