Her organizmanın ilk refleksi "hayatta kalmaktır." Bu, "paralel
yapı" için de böyle!
Son günlerde Ankara iç kulislerinde ciddiye alınması gereken bir
güç mücadelesinin sürdüğü kanaati pekişiyor. Oldukça kompleks bir
durumla karşı karşıya olduğumuz bir gerçek.
Nedeni de gayet açık. Bir yandan paralel yapı farklı bedenlere
bürünerek yani kimlik değiştirerek devlet içinde ve piyasada
varlığını sürdürmeye çabalıyor.
Diğer yandan da paralel yapının boşalttığı noktaları doldurmak
üzere farklı gruplar ve ekoller azımsanmayacak ölçekte "bilek
güreşine" girişiyor.
***
Öncü sinyalleri alınan bu örtülü güç mücadelesi, halihazırda
emniyet ve istihbarat alanında belirgin şekilde tezahür ediyor.
Burada cevap bulunması gereken soru şu:
"Acaba, emniyet müdürleri kararnamesi öncesinde özel dayanışma
biçimleri veya fikir arkadaşlığı toplulukları kendilerine yakın
buldukları isimlere alan mı açmaya çalışıyor? Yoksa...
Tahmin edilenden daha büyük ölçekte bürokrasiye, dolayısıyla
devlete hâkim olma gayreti mi gösteriliyor?"
Bu sorunun iz düşümü bizi, paralel yapının dönüştürülmüş
unsurlarına, alternatif olmak isteyen tarikat ve benzeri oluşumlara
ve hatta yeni forma bürünen Ergenekon unsurlarına kadar
götürülebilir.
***