Devlette büyük değişim ve dönüşümün yaşandığı bu sıcak günlerde,
devletin devlet olduğu merkezlerde de yeni döneme uyum
çalışmalarının hız kazandığı gözleniyor. Örneğin, Milli İstihbarat
Başkanlığı, "Kale"sine taşınmaya hazırlanıyor. "Kale", istihbarat
teşkilatının yeni karargâhı olacak ve sonbahardan itibaren hizmete
girecek.
Milli İstihbarat demişken... Yakın tarihi -eksisi ve artısı ile-
kısaca hatırlamakta fayda var. Zira, 2011'de -o zamanki-
Başbakanlık Ofisi'nde "böcek" tabir edilen dinleme cihazlarının
tespitinden başlayıp, Şubat 2012'deki -MİT'e karşı- FETÖ'cü ilk
kalkışma denemesine kadar yaşananlar bir devletin kaderini
etkileyecek ciddiyetteydi.
Sonrasında kamuoyuna da mal olan bir dizi olay yaşandı. Ki en
kritiği, 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki istihbarat üretim
kapasitesine dair sorgulamalardı. Lakin anlaşıldı ki bir istihbarat
teşkilatı kelimenin tam anlamı ile yerli ve milli olmalı, -asker
dahil- sistemik riskleri tespit ve önleme noktasında tam yetki
kullanabilmeliydi.
Nitekim... MİT'ten, Milli İstihbarat Başkanlığı'na (MİB) evrilen
süreçte teşkilat, devletin FETÖ hücrelerinden temizlenmesinde ve
dış kaynaklı tehditlerin bertaraf edilmesinde hayati roller oynadı.
FETÖ'nün gizli iletişim kanalı ByLock veri tabanının deşifresi,
ankesörle ardışık arama sisteminin ortaya çıkarılması, en az 26 bin
FETÖ'cü polisi kapsayan arşivin ele geçirilmesi, TSK içindeki
'mahrem abilerin' belirlenmesi, cezaevlerinde görevli infaz
memurlarından 3-4 bin kripto FETÖ'cünün tasfiyesi, yurtdışındaki
FETÖ'cülerin derdest edilip Türkiye'ye getirilmesi...
Ayrıca... Toplumsal zihni kodlarda özel yer tutan Musul
Konsolosluğu personelinin sağ salim ailelerine kavuşturulması ile
Zeytin Dalı Harekâtı sürerken Afrin başta olmak üzere Kuzey
Suriye'de sağlanan anlık ve nokta istihbaratın kurtardığı vatan
evlatları...
Irak'ın kuzeyinin terör örgütü PKK için artık güvenli alan olmaktan
çıkarılması...
Netice itibariyle açık hale gelen bu faaliyetler içinden, FETÖ'ye
dönük olanları özel olarak not etmek durumundayız. Devletin kılcal
damarlarına kadar sirayet eden FETÖ unsurları sistemden
ayıklandıkça, FETÖ de yabancı istihbarat örgütleri için "kullanışlı
enstrüman" olmaktan çıkmaya başladı.
FETÖ'nün, devlet içinde devlet olan yapısı yıkıldıkça Türkiye de
küresel operasyonların kolay hedefi olmaktan uzaklaştı.
Tam da bu nedenle, önümüzdeki dönemden itibaren Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu'nun (MİKK), bizzat Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında toplanması mutlak gereklilik. Milli İstihbarat Başkanı Hakan Fidan'ın, öteden beri savunduğu bu model, Cumhurbaşkanı'nın milli güvenlik siyasetine dair inisiyatifini de artıracak bir aşamayı işaret ediyor.
Yasa gereği bakanlıklar ve diğer kamu kuruluşları kendi konularında istihbarat oluşturma, MİB tarafından istenecek bilgileri temin etme ve istihbarata karşı koyma yükümlülüğü altında. Kamu kurumlarının görev ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesiyle ilgili koordinasyonu sağlamak, istihbarat çalışmalarının yönetilmesinde temel görüşleri oluşturmak ve uygulamayı belirlemek üzere, -geçen yıl- Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında MİKK kurulduğu gözden uzak tutulmamalı.
Özetle... Yeni devlet, yerli ve milli istihbaratla, o istihbaratı üreten deneyimli kadrolarla teminat altında olur!