Siyasi kulislerde, Cumhur İttifakı'nın geleceği ile ilgili
senaryolardan geçilmiyor. Mesele, daha çok MHP üzerinden
tartışılıyor. Her ne kadar Genel Başkan Devlet Bahçeli, "Bizi
anlamak için dinlemek gerekir" dese de Cumhur İttifakı'nın orta
uzun vadeli kaderi, Devlet Bey'in zihni kodlarında gizemini
koruyor. Bu sıralar aday adayları üzerinden "taktik hamleler"
yaparak AK Parti'ye karşı siyasi ağırlığını hissettirme çabası
sergilese de MHP yönetimi, Türk devlet yapısı yeniden inşa
edilirken ittifakın devamını hayati olarak görüyor.
Cumhur İttifakı'nı yaşatma iddiasına rağmen siyasi genetik yapısı,
MHP'yi sürekli dikiz aynasına bakmaya zorluyor. Sn. Bahçeli,
ittifak arabasının orta aynası ile AK Parti'yi, sağ dikiz aynası
ile İYİ Parti'yi, sol dikiz aynası ile HDP'yi izliyor. Aşırı
ihtiyattan doğan stres, ittifakı kısa vadeli gören çevrelerin
operasyonları, AK Parti ile ilişkileri eşitler arasında yürütme
arzusu MHP'de muhtelif komplikasyonlara da yol açıyor. Devlet Bey,
iki hafta önceki grup toplantısında, yerel seçimde ittifak
yapılmayacağını ilan ederken, salonun coşkuyla alkışlaması biraz da
bu psikolojik ortamdan kaynaklanıyor. Kuşkusuz Sn. Bahçeli -tabiri
caizse- "dolduruşa gelmeyecek" soğukkanlılıkta bir isim. Lakin
partililerin duygusal dalgasından etkilenen Devlet Bey'in yeniden
durum değerlendirmesi yapması da gerekiyor.
Netice olarak... Cumhur İttifakı'nın siyasi ömrü, yerel seçimlere dönük yüzü, çeşitli yanlış anlaşılmaların kaynağı ve yeni bir iletişim dili geliştirilmesi gereği Sn. Bahçeli'nin, Cumhurbaşkanı Sn. Tayyip Erdoğan'la "özel gündemle" bir araya gelmesini gerektiriyor.
Yerelde ittifak olmasa bile "Cumhur İttifakı sürecek" deniyorsa, bunun nasıl olacağı, hangi beklenti ve hissiyat içinde yönetileceğinin tarifinde sayısız fayda bulunuyor.