Ekonomi ile ilgili mutlak doğrularınız ve klişe ezberleriniz
varsa birbirimizi anlamamız zor. Hele hele "Ülke karışsın da arada
nasılsa Cumhurbaşkanı da iktidar partisi de gider!" diye düşünen
hastalıklı zihinlerle yan yana bile gelmemiz imkânsız.
Lakin...
İyi niyetin esas olduğu kesimlerle görüşler farklı da olsa konuşmak
mümkün.
Kuşkusuz anlatacaklarımızı; piyasa ekonomisinin temel
kurallarından, hukuk devleti ilkelerinden ve teşebbüs hürriyetinden
zerrece taviz vermeden dile getirmekteyiz. Sistemin bu üç taşıyıcı
sütununu tartışmamakla birlikte ekonominin ana hedefinin insanların
(milletin) refahı olduğunu ve bu sütun olmadan ayakta
kalamayacağını da gayet iyi bilmekteyiz.
***
Hükümet, çok yakında ekonomi ile ilgili yeni ve önemli kararlar
açıklayacak. Bu tedbirler dizisinin tamamı "rasyonel ekonomik"
içerikte ve piyasa dostu olacak. Durgunluk sarmalına çekilmek
istenen ekonomide çarkların dönmesini, istihdamın korunmasını,
fiyat istikrarının sürdürülebilmesini, kurdaki oynaklığın
giderilmesini hedefleyen paket kuşkusuz "gerekli." Ama "bununla
yetinmemek lazım." Yani...
Vatandaşın ekonomisini de ayakta tutacak, morali artıracak,
toplumsal dayanışmayı pekiştirecek adımlara da ihtiyaç var. Döviz
üzerinden kurgulanan oyunun bozulması ancak kuklacıların hesap
edemediği hamlelerle mümkün. Kamu ihalelerinde TL'ye dönülmesi,
alışverişlerde, fiyatlamada döviz yerine TL'nin esas alınması,
yastık altındaki birikimlerin ekonomiye kazandırılması gibi...
Sığ piyasada kuru oynatanların eli, mütevazı zannettikleri o
tercihlerle yanacaktır.
Üstelik bu iki girişim birbirinin alternatifi değil tamamlayıcısı
olarak düşünülmeli.