20 Eylül perşembe günü açıklanacak Orta Vadeli Program (OVP)
Türkiye ekonomisi açısından bir dönüm noktası olacak.
Lakin programa ilk günden aşırı beklenti yüklemek de doğru değil.
Nihayetinde...
20 Eylül perşembe günü açıklanacak Orta Vadeli Program (OVP)
Türkiye ekonomisi açısından bir dönüm noktası olacak.
Lakin programa ilk günden aşırı beklenti yüklemek de doğru değil.
Nihayetinde hem güncel sorunlara çare üreten hem de bu sorunların
tekrar etmemesi için yapısal değişimin kilometre taşlarını döşeyen
bir metinden söz ediyoruz. Program kuşkusuz çok önemli ve ileriye
dönük pek çok ezberi bozmaya aday.
Her şeyden önce... Ankara
ile New York veya Londra arasındaki finansal değerlendirme makası
daralacak. Yani, yabancı piyasaların algısı ile hükümetin yapmak
istedikleri arasında yeni bir buluşma noktası tesis edilecek. Aynı
şekilde Ankara ile İstanbul, Ankara ile Anadolu arasındaki ekonomi
okuması birbirine yakınsayacak. Bir başka ifadeyle OVP, kutup
yıldızı gibi tüm karar alıcılar açısından esas gösterge haline
gelecek. İşletmelerin verimlilik anlayışı da fiyatlama davranışı da
değişecek.
Türkiye'ye yakışmayan ve finansal kırılganlığı artıran cari açık
sorununa kökten çözüm bulunacak. Hatta döviz açığı, sıfıra yakın
seviyeye çekilerek mesele olmaktan çıkacak. Bilhassa, yerli
üretimin cesaretlendirilmesi öncelikli gündem maddesi olarak ilan
edilecek.
Bankacılık sektörü de yağmurlu havalarda işletmelere şemsiye
uzatması gerektiğini bilecek. Bankacılık alanında ölçek ekonomisi
ile uyumlu birliktelikler çokça konuşulacak. Enerji
ve inşaat başta olmak üzere halihazırda finansal hassasiyet
derecesi yüksek sektörlerden başlanarak, özel sektörde kurumsallığı
kalıcı olarak destekleyecek adımlar atılacak. Risk yönetimi gereği
bankaların bazı aktiflerinin bilanço dışında ve genel bir
yaklaşımla ele alınması da bolca tartışılacak.
Bireysel tasarrufların artırılmasına yönelik adımlar, özel
emeklilik fonları, kıdem tazminatı, sermaye piyasalarının
derinleştirilmesi gibi başlıklar, hedef odaklı projelerle gözle
görülür ilerlemeye sahne olacak. Kamu
tarafı da taşıt, lojman gibi kamuoyunun gözüne batan harcamaların
yanında bir bütün olarak reforme edilecek. Harcamalarda öncelik;
tasarruf, vergi gideri olarak bilinen istisna ve muafiyetlerde
ayıklama, örtülü (ve zamanla açık) mali kural uygulaması gibi.
Böylece mali disiplin, anlık veya dönemsel değil yaşam biçimi
olarak yerleşecek.