Türkiye'yi 1 Kasım seçimlerine taşıyacak "geçici hükümet"
nihayet belli oldu. Güvenoyu almasına gerek olmayan bu seçim
hükümetinin iki açıdan önemi var:
1- Anayasa'nın 114. maddesi ilk kez işletildi. Yani, siyasi
parti liderlerinin ve Meclis'in seçimde ve takviminde
uzlaşamamaları nedeni ile Cumhurbaşkanı anayasal yetkisini
kullanmak durumunda kaldı.
Bu yönde bir teamül oluştuğu için her aşaması ilgi uyandırdı ve
tartışıldı.
2- Seçim hükümetinde AK Parti'yi, HDP ile yani terör örgütünün
siyasal uzantısı parti ile baş başa bırakma oyunu oynandı. Ancak,
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in kabineye girmeyi
kabul etmesi ile bu plan çöktü.
Kuşkusuz devlette devamlılık esas ve geçici de olsa bu hükümet
gerektiğinde hayati kararlar alabilme meşruiyetine de sahip. Lakin
bu hükümete, gereğinden fazla anlam yüklemek doğru olmaz.
1 Kasım seçimlerine damga vuracak konulara gelince... Açık ara
birinci madde "istikrar" olacak. Seçmenin, istikrarı "tek başına
iktidarda" bulması beklenecek.
İstikrar başlığının altında ise "güvenlik ve huzur" teminatı ile
"ekonomik büyüme ve refah" vaadi aranacak. Önümüzdeki iki aya
sığması muhtemel gelişmeler, şok etkisi yaratacak olaylar dizisi
seçmenin kararına mutlaka yansıyacak. Bugünden yanıtı bulunması
gereken soru, "istikrar için tek başına iktidar mı?" yoksa
"istikrar için siyasal koalisyon zorlaması mı?" olacak.