Jeopolitik gelişmeler, birçok ülke gibi Türkiye'nin de
gündeminde geniş yer tutuyor. Rusya'nın, Ukrayna'yı işgali ile
başlayan süreç, başta Avrupa olmak üzere neredeyse dünyanın
tamamını stratejik açıdan yeniden değerlendirme yapmaya hatta bir
dizi önlem almaya zorluyor. Savunma alanının yanı sıra enerji ve
gıda güvenliğinin ön plana çıktığı bu dönem, aynı zamanda finansal
ve siber güvenlik ekseninde de sarsıcı gelişmelere sahne oluyor.
Globalleşmenin yerini giderek bölgesel işbirliklerinin alacağı,
geleneksel ittifak bağlarına alternatif çok merkezli dünya
düzeninin kurulacağı anlaşılıyor
Böylesine kritik küresel geçiş döneminde Türkiye, sadece coğrafi
konumu ile değil, bağımsız politika uygulayabilme kabiliyetiyle de
pozitif yönden ayrışıyor
Savaşan tarafların her ikisiyle de güvenilir zemin inşa ederek
konuşabilen, NATO ve AB için olmazsa olmaz konumunu pekiştiren,
Balkanlar, Kafkaslar ve Kuzey Afrika için çatışma risklerini
bertaraf edebilen kimliği ile Türkiye, tarihi fırsatın eşiğinde
duruyor. Ve bu fırsatların kullanılabilmesinin yolu
"mutlak siyasi istikrar, etkili ve itimat
telkin eden liderlikten"...