Uluslararası Para Fonu, (IMF) kuruluş şartının 4. maddesi
çerçevesinde üye ülkelerde her yıl gerçekleştirdiği incelemenin
Türkiye bölümünü geçen hafta yayımladı. Önceki yıllardan farklı
olarak piyasalarla üç değerlendirme aynı anda paylaşıldı. 1-IMF
uzmanlarının tespitleri. 2-İcra Direktörleri Kurulu'nun kanaatleri.
3-Türkiye adına Fon yönetiminde bulunan İcra Direktörü İbrahim
Çanakçı'nın görüşleri. Bu, çok boyutlu bakış açıları da gösteriyor
ki Türkiye ekonomisi dış şoklara karşı dayanıklı. IMF, risk unsuru
olarak küresel sermaye hareketlerine işaret ediyor. Merkez Bankası
ile ilgili olarak kamuoyunda oluşturulan kanaatten fazlasıyla
etkilendiğini hissettiriyor. Para politikası araçlarının
kullanımında bağımsızlıkla ilgili ezberini tekrar etmesine karşın,
global şartların ve Türkiye ekonomisindeki genel gidişatın faiz
indirim yönlü olduğu gerçeğini teğet geçiyor.
Fon, geç de olsa Türkiye'nin, Suriyeli sığınmacılarla ilgili
fedakârlığının değerini de teslim ediyor!
***
IMF'nin klişe değerlendirmelerinin ötesinde, Türkiye'yi yükselen
piyasalar içinde ayrıştıran en önemli husus "yapısal reform
ajandası!"
Nitekim bu husus Sn. Çanakçı tarafından şöyle özetleniyor:
"Hükümet, kapsamlı bir yapısal reform ajandası izleme ve belirli
takvim çerçevesinde ilgili önlemleri kabul etme taahhüdünde
bulunmuştur. Etkin makro- politika koordinasyonu ve yapısal
reformların uygulanmasının zamanlı biçimde yapılmasını temin edecek
mekanizmalar iyi bir şekilde kurulmuştur. Yetkililer riskleri
yönetmede ileri sürebilecekleri geniş erimli araçlara sahiptir. Tüm
bu öğeler dikkate alındığında, Türk ekonomisinin son yıllarda
şoklara karşı kanıtlanmış bulunan direnci devam etmeye
eğilimlidir!"