Yakın zamana kadar CHP, seçim dönemlerinde taktik hamleler
yapardı.
Geniş seçmen kitlelerine yönelmek yerine geçici olarak "sağa
çekerdi!" Bu balans sapması sadece sağ yelpazeden veya muhafazakar
kanattan aday transferi şeklinde tezahür eder, ne seçmen
çoğunluğunu ne de CHP tabanını tatmin ederdi.
Lakin şimdi durum biraz değişmiş gibi görünüyor. Onca denemeden
sonra CHP, içini değil ama vitrinini yenileyerek mayayı
tutturduğunu düşünüyor.
Buna karşın İstanbullular da bir "siyasi yanılsama riskini" göze
almaya teşvik ediliyor. Nihayetinde CHP, değişen Türkiye'ye göre
kendisini yeniden inşa etmedikçe, CHP adayının değişmesi ne kadar
sürdürülebilir olabilir ki?
Kuşkusuz AK Parti de son 17 yılda hız kazanan sosyolojik değişimden kurumsal olarak nasibini almakta ve özeleştiriye zorlanmakta. Parti, hem bünyesinden doğan ve yol ayrımı yaşayan kadroların hem de değişik politik kutupları muhalefet bloğunda buluşturan hamlelerin baskısı altında.