Bir yanda G 20 Dönem Başkanlığı yapan Türkiye diğer yanda
yeniden şiddetli terörle mücadele eden Türkiye. Yaşadıklarımızın
çok yönlü "güncellenmiş kaos planı" olduğuna artık kuşku yok. Plan
4 aşamalı aslında. 1- Önce siyasi istikrar
bozulacak. 2- Ardından güvenlik ortamı sabote
edilecek. 3- İlerleyen aşamada ekonomiye duyulan güven
sarsılacak. 4- Son aşamada ise toplumun sinir uçlarına
dokunularak kitlesel hareketlenme tetiklenecek.
Halen ilk iki aşamayı yaşadığımız görülüyor. Psikolojik harekâtı da
içeren, sosyal medya operasyonlarıyla desteklenen bu sürecin
yönetimi "akıl, sabır, kararlılık ve sağduyu"
gerektiriyor.
Eğer olağan şartlarda olsaydık G 20 kapsamında Türkiye'nin,
"KOBİ'ler, kadın istihdamı, göçmen sorunu" konusundaki
katkılarından, G 20'nin yıllık hedeflerine ulaşma performansının
sorgulanması yolunda Ankara'nın netice veren çabalarından söz
edebilirdik. Aynı şekilde, 2014 sonbaharında açıklanan ancak siyasi
gündem nedeniyle ertelenen 25 öncelikli dönüşüm programının
öneminden, kredi derecelendirme kuruluşlarındaki ciddi
karşılığından, yılsonuna kadar Türkiye'ye açtığı fırsat
penceresinden de bahsedebilirdik. Bir yıla 3 seçim sığdıran
ekonominin dayanıklılık testinden geçtiğinden ama bağışıklık
sisteminin zayıfladığından da dem vurabilirdik. Lakin 1 Kasım
seçimlerine kadar öncelikler farklı.