Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde dün, tarihi oturumlardan birine
daha tanıklık ettik. 27. dönem Meclisi ile birlikte yasama ve
yürütme erkleri kalın çizgilerle birbirinden ayrılırken bu özgün
dönemin merakı ve şaşkınlığı da milletvekillerinin yüzlerinden
okunuyordu.
Yeni Meclis oldukça renkli ve çok partili grup yapısı ile bir çok
ilkleri de beraberinde getirecek. Düne kadar baş örtüsü ile girilip
girilmeyeceğinin tartışıldığı, milletin asli özellikleri ile temsil
edilemediği bir Meclisimiz vardı. Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet
Komutanları ya yemin törenlerine gelmez ya da geldiklerinde de
boykot tavrı sergilerdi. Cumhurbaşkanı, milletin adamı olmaktan
ziyade devletin adamı idi. Daha doğrusu sözde rejim bekçisi! Şükür
ki o günler geride kaldı. Lakin hafızayı tazelemeyi de gerekli
gördük. Nedenine gelince...
2 Temmuz 2014'te yayımlanan yazımın başlığı "1. Cumhurbaşkanı" idi.
Henüz 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmamış ancak
Tayyip Erdoğan'ın AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayı olacağı
netleşmişti. Halkın doğrudan oyları ile seçilen Cumhurbaşkanı'nın
öncekilerden farklı olacağını vurgulamak için 1. Cumhurbaşkanı
demiştim.
Şimdi de "Kurucu Cumhurbaşkanı" ifadesini kullanmayı tercih
ediyorum. Buradaki muradım da çok açık. İçeride, "Millet için
millete rağmen" zihniyetinin sona ermesinden, dışarıda da "Türkiye,
Türklere bırakılmayacak kadar mühim ülkedir" klişesinin anlamını
yitirmesinden söz ediyorum. Kuşkusuz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi'nin başlangıç dönemi yer yer sancılı geçecek. Ama esas olan
"iyi niyettir." O niyet de milletin tercihlerine saygı, hakiki
manada güçler ayrılığı, bürokratik Cumhuriyete veda, darbe ve
vesayete karşı keskin duruştur.
Art niyetlilerin öne sürdüğü gibi bir yeni devlet kuruluyor değil.
Kurucu Cumhurbaşkanı, 1000 yıllık devlet geleneğinin köklerini
canlandırıyor, milli özgüveni pekiştiriyor, Ankara'daki devlet
çarklarının milletin beklenti ve önceliklerine göre işletilmesini
hedefliyor. Evet, daha yapacak çok iş, sistem reformunda kat edecek
çok mesafe var. Unutmayalım... Her büyük yürüyüş ilk adımla başlar.
Hayırlı olsun.