Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçi ile memurların özlük
haklarını ilgilendiren toplu sözleşme müzakerelerine her yıl
temmuz-ağustos aylarında tanık oluyoruz. İşçilerin yıllardır sahip
olduğu bu hakka, memurların da erişmesi, yakın geçmişin en büyük
kazanımıdır.
Farklı siyasi görüşlere göre örgütlenen memurların, mali hak
pazarlığına oturması, geçmişte üst bürokrasinin pek de hazzettiği
bir durum değildi.
Ama artık bu kültür yerleşti.
Memur sendikalarının yöneticilerini bizzat bakanlar muhatap almaya
başladı.
Konu maaş olduğu içindir ki memur ile kamu işveren temsilcilerinin
kamuoyu önündeki çıkışları ile perde arkasındaki esneme marjları
her zaman farklıdır.
Burada sorun, "ücret sendikacılığı"nın ağır basmasıdır. Memurların
çalışma şartları ile ilgili sosyal düzeltmeler de toplu
sözleşmelerin parçası olmakla birlikte iş, gelip "maaş zammı
oranlarına" kilitlenip kalmaktadır.
Ayrıca...
Memur sendikalarının ya siyasete yakın ya da kategorik muhalif
duruşundan kaynaklanan ikircikli pozisyonlar da söz konusu
olmaktadır.
Zam hesabına gelinceye kadar yıl içinde sendika başkanları, gerek
bulundukları kurumlarda gerekse diğer devlet dairelerinde atama,
tayin, terfi gibi özellikli hususlara girmekte, bu gücü sendikanın
üye sayısına tahvil etmeyi de marifet olarak sunmaktadır.
Veya...
Ülkenin, milli birliği ve bütünlüğünü doğrudan ilgilendiren
meselelerde vatanını seven her Türk vatandaşının sergilemesi
gereken karakterli tavrı almaktan kaçınmayan memur sendikaları,
daha sonra bu inisiyatifin siyaseten ödüllendirilmesini de
bekleyebilmektedir.
Önümüzdeki dönemde...
Hele hele Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne de geçilmişken
Türkiye'nin iki önemli alanda ertelenmiş adımları atması
gerekmektedir. Bunlar, "kamu personel reformu ve kamu yönetimi
temel yasasıdır."
AK Parti hükümetlerinin özellikle ilk yıllarında epeyce kafa
yorduğu yeni memur rejimi bugün için ihtiyaç olmanın ötesinde artık
aciliyet kazanmıştır. Kamu idarelerinde norm kadro tesisi, ehliyet
ve liyakate dayalı memur istihdamı, mahrumiyet bölgelerinde
nitelikli çalışan bulundurma şartları, ücret-verimlilik dengesinin
kurulması...
Görünür gelecekte neşter vurulması kaçınılmaz başlıklardır.