Okan Müderrisoğlu Sabah Gazetesi

Mesele “döviz kuru” değil!

Dün, gün boyu aynı soru ile karşılaştık: "Piyasada neler oluyor?" Türkiye ekonomi tarihini bilenler, özellikle 1990'ların ortalarından bu yana süreçleri yakından izleyenler, zorlu soruların cevaplarını...

12 Nisan 2018 | 367 okunma

Dün, gün boyu aynı soru ile karşılaştık: "Piyasada neler oluyor?"
Türkiye ekonomi tarihini bilenler, özellikle 1990'ların ortalarından bu yana süreçleri yakından izleyenler, zorlu soruların cevaplarını bulabiliyorlar. Biz, yine de Ankara perspektifinden olup bitenleri özetlemeye çalışalım...
Her şeyden önce kur ataklarının tek bir nedeni yok. Gerek içeride biriktirilen gerekse dışarıdan taşan pek çok faktörün dar bir zaman aralığına sıkıştığı bir gerçek. Ki bugün benzeri oyunla karşı karşıyayız.
Tabloya, dışarıdan baktığımızda...
Türkiye, Rusya ve İran'ın kur hareketleri üzerinden şoklanması bir sürpriz olabilir mi? Tabii ki hayır. Türkiye'ye, Suriye denklemini çözmek üzere Rusya ve İran'la verdiği fotoğrafın faturası ödettirilmek isteniyor.
ABD Merkez Bankası'nın faiz artırım kararlarından etkilenen küresel sermayenin yön değiştirme sinyallerini, Çin-ABD ekseninde başlayıp tüm dünyaya yayılması muhtemel ticaret savaşlarını, Suriye sahasındaki jeopolitik riskleri, petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü eğilimleri dikkate aldığınızda, döviz fiyatlarının baskı altında olduğu apaçık ortaya çıkıyor.

*** Kuşkusuz, tüm sorumluluğu dış piyasalara, sıcak para cambazlarına bağlayamayız. İçeride de dikkat edilmesi gereken hususlar var.
Bence en önemli nokta; Ankara'daki ekonomik hava; daha doğrusu siyasi düzeyde yetkili isimler ile teknisyen kadronun uyumu. Ekonomi yönetiminin duruşunu sağa sola çekmeye meyilli kimi analistler de göz ardı edilmemeli! Sıcak gündemde arada kaynıyor görünse de ekonomiye dair yorum, duyum, tahmin ve raporların ilkesel bir standarda bağlanması zorunlu. "Ben öyle duydum, yok böyle olacakmış, yok yok öyle değil böyleymiş" tarzı değerlendirmelerin kimin tarafından yapıldığı, kaynağının ne olduğu, paylaşılan stratejik bilgilerin güvenilirliği kesinlikle şeffaf olmak durumundadır. Zira hassas ekonomik ortamlar, sanıldığından çok fazla psikolojik faktörlerden etkilenmektedir. *** Ana konumuza dönecek olursak...
Ekonomi yönetiminde ilk ağızdan yapılacak açıklamaların itibari gücü, enflasyonun tek haneye indirilmesi iradesi, cari açığın bilhassa altın hariç yönetilebilir düzeyde tutulduğunun ilanı bu aşamada hem gerekli hem de önemli.
Ayrıca...
Türbülanslı dönemlerin aşılması için, deneyim ve birikim piyasalara mutlaka yansıtılmalı. Bunun reçetesi de belli.
1- Soğukkanlılık korunmalı. Faiz artışı ya da döviz satışı ısrarlarına kolayca prim verilmemeli.
2- Telaş varmış veya ne yapılacağı bilinmiyormuş algısı oluşturan çevrelere set çekilmeli.
3- Sade vatandaş hiçbir gereği yok iken hatta zarar edeceğini bile bile suni döviz talebi yaratmamalı.
4- Kurumsal firmaların döviz ihtiyacı, kura baskı yaratmayacak şekilde karşılanmaya devam edilmeli.
5- Ve mutlaka... Ekonomi ile ilgili yol haritası güncellemesi vakit geçirilmeden kamuoyuna aktarılarak, spekülatörlerin bileği bükülüp, Türkiye'ye güvenen samimi kesimlerin gücü piyasalarda hissettirilmeli.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ekonomiye dair kısa Notlar... 21 Kasım 2024 | 440 Okunma Küresel zirveleri etkileme kabiliyeti... 20 Kasım 2024 | 173 Okunma G20 Zirvesi... Erdoğan, Rio’da Biden’ı uğurlarken... 19 Kasım 2024 | 266 Okunma AK Parti... Değişim, Değişiklik, İhtiyat! 16 Kasım 2024 | 197 Okunma Etki ajanlığı mı, yeni nesil casusluk mu? 14 Kasım 2024 | 1.415 Okunma