SABAH Yazar Kulübü toplantısı için Belçika'dayız. "15 Temmuz
Darbe Girişimi, Türkiye: Gerçekler ve Olaylar." Unutturulmaya
çalışılan 15 Temmuz darbe tezgâhının arka planını anlatmak ve
hafızaları canlı tutmak üzere Londra'da başlayan maraton
Washington'dan sonra 3. durak Brüksel'de...
Ve ocak ayında Berlin'de olacağız.
***
Duygu Leloğlu'nun moderatörlüğündeki panelde konuşmacılar, "Ozan
Ceyhun, Şeref Oğuz ve Okan Müderrisoğlu." Beril Dedeoğlu hocamız
ise sağlık sorunları nedeni ile aramıza katılamadı.
Toplantımızın yeri Uluslararası Basın Merkezi... Aslında, Avrupa
Parlamentosu olacaktı. Ama Avrupa'nın başkentinde körlük ve
sağırlık had safhada. Türkiye karşıtlığı ve marjinallik ise yine
prim yapmakta!
***
Programla ilgili haberi yarın gazetemizde okuyacaksınız. Bu nedenle
Avrupa'daki havayı, FETÖ'cülerin himaye edilme biçimini ve mesafe
alınması gereken konuları paylaşmak isterim.
İlk husus... NATO'daki FETÖ'cü subaylar. Kurmay seviyesindeki bu
isimler, TSK'dan ihraç edildikten sonra Belçika'dan iltica istemiş
durumdalar. Ve maalesef hepsine, başvuruları sonuçlanıncaya kadar 6
aylık geçici ikamet hakkı tanınmış.
Daha ilginci FETÖ'cü NATO'cular, NATO lojmanlarında oturuyorlar.
Yani NATO, TSK ile resmi bağı kesilen bu subayların, NATO
lojmanlarında kalmasına kolaylık sağlıyor! NATO mantığına göre,
FETÖ'cüler 15 Temmuz'da Brüksel'de, Mons'ta imiş. Doğrudan silahlı
kalkışmanın içinde yer almamışlar! Oysa NATO'daki darbeciler, kendi
vatandaşına kurşun sıkan hainlerin, yurtdışı koordinatörü olarak
görev üstlenmişti!
İkinci husus... Avrupa ülkelerinde markasını ve yönetici kadrosunu
değiştiren sivil toplum kuruluşu görünümlü FETÖ'cü yapılar. Hâlâ
etkinler ve hâlâ finansman bulabiliyorlar. Okulları da bir şekilde
faaliyette.
Sadece Belçika'da 3 binin üzerinde Türk çocuğunu yörüngelerinde
tutmaya çalışıyorlar. Yapılacak ilk iş Maarif Vakfı'nın, Türklerin
yoğun olarak yaşadığı ülkelerde kaliteli eğitim alternatifleri
oluşturabilmesi.
Üçüncü husus... Avrupa finans odaklarındaki Türkiye ekonomisi
algısı. Panelin soru cevap bölümünde bir finansal analistin şu
değerlendirmesi dikkate değerdi:
"15 Temmuz'dan sonra Türkiye'deki ekonomik faaliyet zayıflıyor.
Darbenin şokunu atlatabilecek misiniz?"
İstanbul'la doğrudan bağlantısı olan, risk yönetim uzmanı o
arkadaşı Türkiye'ye davet ettik. Ve şunu söyledik...
"Sadece kâğıt üzerindeki rakamlara ve anlık değişkenliği manipüle
eden akımlara kapılmayın.
Türkiye'de, ekonomik sorunlarla başa çıkabilme gücüne ve millet
desteğine sahip bir yönetim iş başında.