Baş döndürücü diplomatik trafik içinde dinlediğim birbirinden
ilginç bilgilerden çıkardığım sonuçları paylaşmak
isterim.
Hassas konu, Musul'daki (Başika Kampı) Türk askeri
varlığı... Irak'ın, mezhepçi politikaları ile bölünme
tohumları eken eski Başbakanı Nuri El Maliki'nin ardından
göreve gelen Başbakan Haydar el Ebadi, Türkiye ile ilişkileri
normalleştirmeyi tercih etmişti. El Ebadi Aralık 2014'te Yüksek
Düzeyli İşbirliği Toplantısı için Ankara'da idi. Toplantıda,
"enerji, su ve askeri" konular masaya yatırılmış hatta DEAŞ tehdidi
karşısında Türkiye'nin askeri katkısına ilişkin mutabakat da
sağlanmıştı. Yani... Türk askeri, Irak'ın egemenlik haklarına
rağmen Musul'da bulunmuyor.
Ancak... Türkiye'nin Irak'ta konuşlanma biçiminden rahatsız
olan ülkeleri ve hedeflerini de dikkatle not etmek gerekiyor.
Örneğin, DEAŞ'la mücadele bağlamında kurulan Başika'daki eğitim
kampına Türkiye'nin yaptığı son sevkiyatın ABD istihbaratı
tarafından "büyük askeri yığınak" gibi sunulduğuna ve uluslararası
medyanın tahrik edildiğine kuşku yok. İran'ın da Basra Körfezi'nden
Akdeniz'e uzanan "Şii hilali" projesinin önünde engel gördüğü
Türkiye'ye karşı, mezhep kardeşliği dayanışması içine girdiği
Bağdat yönetimini kışkırttığı da açık gerçek.
Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nun DEAŞ tarafından işgali,
Irak Ordusu'nun bırakın bir diplomatik misyonu korumayı, kendi
topraklarını bile savunmaktan aciz kalması Ankara'da yeni güvenlik
konsepti geliştirilmesine yol açtı. Türkiye için güvenlik
sınırları, "terör tehdidinin doğduğu noktadan başlıyor" dersek
yanıltıcı olmaz.
Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve MİT
Müsteşarı Hakan Fidan'ın, BaşbakanAhmet Davutoğlu'nun özel
temsilcileri sıfatıyla Bağdat'ta yaptığı üst düzey görüşmelerin
neticesine gelince... a) Türk askeri Musul'da
kalacak. b) DEAŞ'ın etkisizleştirilmesi sürecinde
Bağdat'ın taleplerini de karşılamak üzere mekanizma
kuracak. c) DEAŞ'la mücadele için karada da koalisyon
güçleri ile koordine olacak.
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin gerek DEAŞ'tan kaynaklanan
gerekse Bağdat'ın askeri zafiyeti nedeni ile artan güvenlik
kaygılarının giderilmesinde Ankara kilit rolünü sürdürecek. İran
güdümündeki bazı siyasi hareketlerin Erbil'de istikrarsızlığı
tetikleyen atakları karşısında Türkiye, Barzani
yönetimi ile dayanışmasını kuvvetlendirecek.
ABD'nin, Erbil-Ankara ekseninde gelişen petrol ticareti ile
Musul'daki Türk askeri varlığından üretmeye çalıştığı kaygıların en
aza indirilmesi için anlık ve etkili bilgi paylaşımına devam
edilecek. Washington'da Irak Dosyası'ndan sorumlu bir numaralı isim
olan Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın, önceki gün Başbakan
Davutoğlu'nu aramasını da bu çerçevede görmek lazım.