Fırat Kalkanı (Ağustos 2016) ve Zeytin Dalı Harekâtı (Ocak 2018)
Türkiye'nin yönetsel bağımsızlığı açısından tarihi değer taşıyor.
Bu tespitin gerekçelerini izah etmeye çalışayım... 15 Temmuz
2016'daki hain darbe girişiminden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri'nde
başlatılan yeniden yapılanma süreci hayati önemde idi.
Darbeciler tarafından malul edilen ordunun, yerli ve milli
karakteri ile küllerinden doğması, Türkiye kamuoyunu moral değerler
açısından kendine getirirken dış kamuoyunda da şaşırtıcı izler
bıraktı.
Zeytin Dalı Harekâtı ise geleneksel olarak NATO formatlı bir
ordunun, sözde değil özde milletin ordusu kimliğini tescil etti.
Zeytin Dalı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "insani, askeri,
siyasi, dış politik ve ekonomik riskleri" yöneterek sergilediği
kararlılık sayesinde uzatıldı.
Harekât, aynı zamanda Silahlı Kuvvetler'in, Milli İstihbarat'ın,
medyanın ve kamu diplomasisinin özlenen uyumu sayesinde zafere
ulaştı.
Yıllardır, resmi sınırların savunmasına ve iç güvenliğe odaklanan, genetik kodlarından ivmelenerek sivil siyasete müdahaleye kadar uzanan TSK zihni yazılımı, yeni dönemin şartlarına göre değişime uğruyor.