Yakından izlediğiniz gibi, muhalif siyaset kendince bir damar
bulduğunu düşünüyor ve o alanı kazmaya devam ediyor. Üstelik bu
işi, kendi kazdığı çukura düşmesi an meselesiyken yapıyor.
"Yalan" ya da "Yanlış..." Hiç
fark etmiyor. Ortamı zehirliyor. Bir yalanın zehrine karşı panzehir
üretilirken bir diğerini dolaşıma sokuyor. Siyaseten ve hukuken
bedel ödenmediği için tehlikeli sularda yüzmekten vazgeçmiyor.
CHP'nin kurumsallaştırdığı, İYİ Parti'nin ise her
fırsatta girip çıktığı "politik yalanlar dünyası"
iktidarla rekabette geri kaldıkça kendi iddialarını mutlak gerçek
sanan prototiplerce üretiliyor. Var oluşlarını, iktidarı yıpratmaya
ve ne pahasına olursa olsun devirme hedefine kilitleyen bu unsurlar
ister siyasi olsun isterse sivil görünümlü... Hiçbir ahlaki...