Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile mücadelede yeni
bir dönem açılıyor. Mücadelenin;
Başlangıç aşamasını, PDY gerçeği ile yüzleşme, risk ve
tehlikenin büyüklüğünü topluma anlatma, kritik uçlara ön operasyon
olarak tanımlamak mümkün.
Gelişme aşamasını, kamuda PDY uzantılarının tespiti ve
etkisizleştirilmesi süreci olarak değerlendirmek gerek. Ki
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu bu fonksiyonu yerine
getirecek.
Final aşaması ise son 1.5 yılda sadece ana noktalarına
dokunulan finansal damarlara çok yönlü neşter atılması olarak
görülebilir.
PDY ile bağlantılı olan, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde "legal
görünümlü illegal yapı" nitelemesi yapıldıktan sonra dahi organik
ilişkisini sürdüren kişi, kuruluş ve şirketler tek tek
belirleniyor. Bugün itibariyle "kapsamlı şema çıkarıldığı"
söylenebilir. Ama bir o kadar önemli konu, PDY'nin "uluslararası
para ağı!" Sistemin genellikle bankacılık üzerinden işletilmediği,
çoğu kez nakit çalıştığı, kuryeler kullanıldığı, çek ve senetlerin
ciro edilmesi ile kapalı devre finansal yönetim gerçekleştirildiği
artık biliniyor. Şimdi, himmet organizatörleri, para transferine
aracılık yapanlar, çek ve senet toplayarak arkasını imzalayıp ödeme
zinciri oluşturanlar deşifre ediliyor.
Öylesine ilginç olaylar anlatılıyor ki...
Örneğin, Obama'nın ABD Başkanı seçildikten sonra
Kenya'daki uzak akrabalarına PDY elemanlarının ulaştığı, iş imkânı
sağladığı, çocukları okullara kaydettiği, nakdi yardımda bulunduğu
gibi...
Veya... ABD'deki seçim kampanyasına Gürcistan'dan, Moldova'dan
bağışlar yapıldığı, sanki üçüncü ülke desteği gibi sağlanan
kaynakların aslında PDY'nin dış ayağındaki görevli isimler
sayesinde kurgulandığı gibi...
Hatta... PDY'nin, küçük- orta ölçekli ülkelerde ulaşmayı başardığı
devlet ve hükümet başkanlarına seçimler sırasında para teklif
ettiği ve bunları şantaj amacıyla yedeklediği gibi...