Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, ABD
Başkanı Donald Trump'la gerçekleşen görüşmesini
"şekil, içerik ve süreç yönetimi" açısından ele almak
mümkün.
Protokoler gözle...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, ABD
Başkanı Donald Trump'la gerçekleşen görüşmesini
"şekil, içerik ve süreç yönetimi" açısından ele almak
mümkün.
Protokoler gözle bakıldığında; Erdoğan'ın,
Başkanlık özel konuk evi statüsündeki Blair House'da
ağırlanmasını notetmek gerek. Erdoğan'ın,
önceki ziyaretlerinden farklıolarak Türkiye'den
getirilen makam aracı ileBeyaz Saray'a gitmesi
debüyük devlete yakışan birgörüntü
idi. Başkan
Trump'ın,konuğunu kapıda karşılayıp,uğurlaması kadar tokalaşmasahnesi de merakla
bekleniyordu. Resmi buluşmalardaki öngörülemezliği ile ün salan
Trump'ın, Kanada ve Japon başbakanları ile Alman Şansölyesi'ne
yönelik tavırları hafızalarda tazeliğini korurken Başkan'ın,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ciddiyetle yaklaşması ve özenli hali her
bakımdan dikkate değerdi.
İşin esasına gelince... Zirvenin
yemekli toplantı bölümü adetaAmerikan futbolundaki
karşılaşma sahnesi gibiydi. Trump; Dışişleri Bakanı, Savunma
Bakanı, Ulusal Güvenlik Danışmanı, CIA Direktörü, Ortadoğu'dan
Sorumlu Danışmanı ile masaya otururken, Erdoğan da elindeki
dosyaların aktörleri ile yerini almıştı. Dışişleri ve Savunma
bakanları, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı görüşmenin güvenlik
ve istihbarat ayağını, Adalet Bakanı ise FETÖ ve Zarrab davasını
işaret ediyordu. Enerji ve Ekonomi bakanları da iki ülke
ilişkilerinde fırsat penceresi açma arzusunu
yansıtıyordu. İki liderin
tarihi toplantısından da hissedildiği üzere Trump henüz,
Washington'ın derin dinamiklerine tam hâkimiyet kuramamış.
Başkan'ın kendisini kabul ettirebilmek için acil bir başarı
öyküsüne ihtiyacı var. Trump'ın, Obama döneminden kalan Pentagon
patentli politikaları sahiplenmesini ve terör örgütü YPG ile Rakka
operasyonunda karar kılmasını kendi iç zorlukları ile açıklamak da
mümkün. Ama ne olursa olsun CENTOM-YPG ilişkisi,
Türkiye için sorunlu alan olmaya devam edecek!