Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni, büyük kamu dönüşümünün
fırsatına çevireceksek Ankara'daki çalışma tarzını kökten
değiştirmemiz gerekiyor. Bu sıralar Ankara, sorumluluk ve
inisiyatif alan değil sorumluluk ve problem transfer eden şekilde
işliyor. Ne zaman değişimden, reformdan söz edilse herkes başıyla
onaylıyor. Sonra, aynaya bakmak yerine hemen bir yanındakine
dönüyor. Yani, reformu kendinden veya kurumundan başlatmak yerine
bir diğerinin ilk sırada olması gerektiğini düşünüyor. Yetkili ve
sorumlu makamdakiler kritik konularda "tutuk davranıyor!" İlla bir
talimat bekliyor. Böylece sorumluluktan kurtulacağını sanıyor. Oysa
ona emanet edilen görev, güvenin olduğu kadar üstlendiği
sorumluluğun bir göstergesi. Kaldı ki çizilmiş bir çerçeve var ve
ana ilkeler de belli. Cumhurbaşkanı ile çalışmanın kodları çok net
olmasına rağmen sanki Cumhurbaşkanı'na karşı çalışma endişesi gibi
bir garabet oluşturuluyor. Böyle bir durumda iki çözüm önerisi söz
konusu olur:
Bu cümleden yola çıkarak "enflasyon ve mali tedbir" boyutunun derinliklerine inecek olursak... Türkiye'nin on yılı aşan açık enflasyon hedeflemesi bilançosu iç açıcı değil. Geçmiş yıllarda enflasyonun hedeften sapmasında yönetilen ve yönlendirilen fiyatlardaki artışların önemli etkisi oldu. Maliye ne zaman ek gelir ihtiyacı olsa tütün, akaryakıt, elektrik, doğalgaz gibi kalemlere yöneldi. Aslında bu yaklaşım bir kısır döngüye de yol açtı. Kamunun fiyat ayarlamaları haliyle enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturdu. Enflasyon hedefinden her sapma, beklentileri bozuyor. Hedeflenen enflasyona göre davranma alışkanlığı yerleşemiyor. Sürekli geride bırakılan yılın enflasyonuna göre endeksleme davranışı kemikleşiyor. Mali disiplinin sağlanması, ilave finansman ihtiyacının karşılanması amacıyla yapılan düzenlemeler, enflasyon üzerindeki olumsuz etkisi nedeni ile yılın sonunda yine mali disiplini zedeliyor. Ücret talepleri, hazine borçlanma faizleri enflasyona göre şekillendiği için maliyenin dolaylı vergiler üzerinden sağladığı kaynak ile enflasyon artışında katlanılan maliyet neredeyse birbirini götürüyor. Göze alınan risk, gerçek amacına hizmet edemeden geniş kitlelerin huzurunu kaçırabiliyor.
Özet... 2019'daki seçimlere giderken... Ekip olmak, açık ve samimi olmayı, en geniş manada danışmayı, bilgi paylaşmayı, müşterek ve müteselsil sorumluluk almayı, hem ilk hem de son noktada liderle uyumlu yürümeyi gerektiriyor!