Peki ya "siyasetteki vebal?"
Yeni ve farklı olma iddiasında veya gelecek vaadinde bulunmak,
vebalden kurtulmak anlamına mı gelir, yoksa vebale girmek manasına
mı?
Bir bilen (!) olarak başlayan siyasi yolculukta "tefekkür
etmek" yerine "bir bölen" çizgisine
savrulmak vebal değil midir mesela?
Felsefi açıdan bakıldığında birlik kavramı
"nizamla" aynı düzlemde buluşurken, çokluk kavramı
özünde "ihtilafı, hatta dağılmayı" içerir.
AK Parti'nin birliğinden türetilmekte olan siyasi hareketleri, öne
sürdükleri gibi ilkesel temelde bütünleşme çabası gibi mi
okuyacağız, yoksa tefrika gibi mi yorumlayacağız?
İşte bütün mesele de burada.