Türk Silahlı Kuvvetleri, yapısal demokratik dönüşümünü etkileyecek, komuta kademesini yenileyecek, legal görünümlü illegal yapılarla mücadelesini belirleyecek kritik ve sürprizlere açık şûranın arifesinde. Her terfi dönemindeki gibi yığınla iddia, dedikodu, ihbar ortada dolaşıyor. Bilgi kirliliğinden en çok etkilenen ismin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Hulusi Akar olduğu söylenebilir. Akar Paşa, nelerin hedefi olduğunu iyi biliyor. Ve durumunu izah etmek ona düşüyor. Devletin zirvesinde netleşen tablo ise onu Genelkurmay yolunda bir adım öne çıkarıyor. Bakalım şartlar ne gösterecek? Lakin benim üzerinde duracağım konular başka. "Karargâhın iç sesine" kulak vermek istiyorum. Tümüyle kişisel izlenimlerimle işaret edeceğim başlıklar şöyle:
İç Güvenlik: 6-8 Ekim Kobani olaylarından bu yana, kamu düzeni noktasında asker yetki veya yönetim sorunu yaşamıyor. Bugünün, 90'lardan farkı, "devletteki uyum" ve "hukuk içinde mücadele" azmi.
Valiler ve Komutanlar: Bölgedeki komutanlarla valiler arasında yakın çalışma ortamı kuruldu. Tugay komutanları, valileri, kaymakamları, başsavcıları, emniyet müdürlerini ve kıdemli hâkimleri düzenli ziyaret ediyor. Birlikte karakolları geziyorlar. İstihbarat, bilgi paylaşımı terörle mücadelede avantaj sağlıyor.
Operasyonlar: Asker kışlada beklemiyor. Belirli üs bölgeleri ile o bölgelerin emniyeti için alanı kontrol ediyor. Yani kırsalda olmayı sürdürüyor. Terör örgütü unsurlarını veya lojistik imkânlarını depoladıkları mağaraları tespit ettiğinde validen izin istiyor. Artık, valiler de daha ilgili ve bilgili.