Ankara, 8 Haziran'dan itibaren olağanüstü hareketli. Konuşacak ve yazacak o kadar şey var ki... Her an yeni sürprizlere, şok çıkışlara, şaşırtıcı buluşmalara hazırlıklı olmak gerek. CHP Antalya Milletvekili eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la görüşmesi kadar, MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in de devrede olması en dikkat çekici iki örnek...
***
Peki, "Siyasi hava nasıl esiyor?" Öncelikle akıl ön plana çıkıyor
ve siyaset duygulardan giderek arınıyor. Nedeni gayet basit:
"Acıyan yerle, acıkan yer farklı" da ondan. Yani... Partiler ve
liderler iç değerlendirmelerini yaparken vatandaşın beklentisi
siyasi ve ekonomik istikrarın bir an önce tesisi yönünde.
Seçim okuması yapanlar bakımından, en önemli aktör hâlâ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan... Erdoğan, parlamenter sistemle
ilgili toplumsal yanılsamada önemli bir yer tutuyor. 12 yıllık
liderliği, karizması, siyasi performansı parlamenter sistemin güçlü
iktidarlar üretebileceği algısını yerleştirdi. Oysa Erdoğan'ın
denklemden çekildiği son 9 ayda Türkiye, yüzde 41 oya rağmen
"koalisyon seçeneği" ile baş başa kaldı.
Tabii Erdoğan'ın sahaya çıkmasının farklı yansımaları da oldu. Bir
görüşe göre, AK Parti tabanındaki erimeyi durdurdu. Diğer görüşe
göre, karşı cepheyi konsolide etti. Ne yönde fikir beyan edilirse
edilsin, siyasi sistem halk tarafından seçilmiş ve yüzde 52 oy
almış Cumhurbaşkanı realitesini artık içselleştirmek zorunda.
Hükümet kurma çalışmalarında Cumhurbaşkanı'nın yürüttüğü diplomasi,
anayasayı işletme iradesi de her türlü tartışmanın geçmişte
bırakılacağını göstermekte.