AK Parti 6. Olağan Kongresi'ndeyiz. Şöyle bir hafızamızı yokluyoruz...
Ankara Spor Salonu'na bir maç veya konseri izlemekten çok "kongre, aday tanıtımı, seçim beyannamesi" toplantıları vesilesi ile gelmişiz. Bu gerçek bile Türkiye'de siyasetin ne kadar dinamik olduğunu anlamak bakımından yeterli. Tribünler her zamanki gibi coşkulu. Bilhassa AK Parti'nin sürükleyici gücü gençler ve kadınlar...
Başkan Tayyip Erdoğan'ın kongre konuşması, küresel sistemde büyük değişimin ayak seslerinin duyulduğu günlere denk geldiği için "tarih bilinci ile meydan okumaya" dönüştü. Evet, AK Parti 17 yıl önce kurulurken, "Bugünden itibaren Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" demişti ve öyle de oldu. Şimdi anlaşılıyor ki 18 Ağustos 2018'den itibaren, Türkiye'nin bulunduğu bölgede ve etkilediği global coğrafyada da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İşte bu iddiadır ki Erdoğan'ı açık ve örtülü operasyonların hedefi haline getirdi, getirmeye de devam ediyor!
İçinden geçtiğimiz türbülanslı ekonomik ortamın nedenlerini ve Ankara'nın dik duruşunun arka planını anlatırken Hz. Ali'nin şu sözünü kullandı:
"Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz!" Bu çarpıcı vurgunun ardından gelen cümleleri de gelecek günler adına not etmek gerek:
"Birileri bizi güya ekonomiyle, yaptırımla, kurla, dövizle, faizle, enflasyonla tehdit ediyor.
Biz de onlara diyoruz ki 'oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz!' Biliyoruz ki iman varsa imkan da vardır." Ve konuşmanın can alıcı noktası...
"Zahirde bize 'stratejik ortak' gibi gözüküp de attığı her adımla bizi 'stratejik hedef' haline getirmeye çalışanlara teslim olmadık, olmayacağız!" Nihayet...
Gönülleri titreten o dua ve son bölümü:
"Allah'ım! Verdiğini kimse engelleyemez.
Engellediğini kimse veremez. Uzaklaştırdığını kimse yaklaştıramaz. Vatanımızın bekası, milletimizin huzuru için mücadele eden kahramanları sen koru. Sen, alemlerin Rabbisin. Senin her şeye gücün yeter. Amin!"