2019 için siyasi ve toplumsal mühendislik faaliyetlerinin beklenenden erken başladığı görülüyor. Toplumun farklı kesimlerini konsolide etmeyi, fay hatlarını tetiklemeyi, duygusal kopuş yaratmayı hedefleyen bir dizi olayla karşı karşıyayız. Atatürk büstlerine saldırı, müfredat tartışmaları, şortlu kıza taciz, plajda bira içen kadın doktorlara gözaltı... Derken HDP'li Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesine insanlık dışı müdahale. Hepsi, birbirinden kopuk gibi gözükse de ortak amaca hizmet eden "provokatif eylemler dizisi." Çok şükür ki devleti yönetenler de bu aziz milletin sağduyulu çoğunluğu da gerilim üretebilecek olaylara kayıtsız kalmadı. Herkes kendi dilince, kendi yetki ve sorumluluğu dahilinde olması gereken tavrı sergiledi.
*** Türkiye'nin önünde zorlu bir
dönem var. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti Belediye
Başkanları İstişare Toplantısı'nda bu noktaya şöyle işaret
etti:
"Hem içerideki hem bölgemizdeki hem de küresel gelişmeler sağlam
durmamızı, gücümüzü artırmamızı gerektiriyor. Başarısızlığımızın
tek neticesi sadece AK Parti'nin iktidar kaybetmesi olsa, inanın bu
çok küçük bir bedel olur. AK Parti'nin başarısızlığı demek,
Türkiye'nin önündeki çok büyük fırsatları kaçırması, daha da kötüsü
elindekileri kaybetme tehlikesiyle yüz yüze kalması demektir.
Ülkemizin kaderi ile AK Parti'nin kaderinin bütünleştiği bir
süreçten geçiyoruz!"