Yarın büyük gün. Milli iradenin mesajlarının güncelleneceği,
siyasetin yeniden şekilleneceği gün.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim...
1- Türkiye "Yeni Anayasa" yapacak siyasal veya sayısal
çoğunluğu sağlayamadığı sürece 1 Kasım Seçimleri'nin enerjisi bir
yıla varmadan tükenecektir.
2- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, siyaset kurumu
tarafından o makamın saygınlığına yaraşır şekilde
içselleştirilmediği veya Erdoğan "milletle birlikte nihai sözünü
söylemediği" sürece Türkiye'deki tüm analizler eksik
kalacaktır.
Yukarıdaki gözlemimizi doğrulayan en canlı örnek Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi'ndeki 29 Ekim Resepsiyonu'nda yaşandı. Başkomutan ve
halkın doğrudan oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı, Genelkurmay
Başkanı ve kuvvet komutanları ile birlikte davetlilerin karşısına
çıktı. Birkaç yıl öncesine kadar askerler, Cumhurbaşkanı'nın
davetine gelmez, orduevlerinde alternatif kutlama yapardı. Veya
Cumhurbaşkanı öğle ve akşam olmak üzere iki ayrı davet verir, önce
devlet sonra millet için tören düzenlerdi. İşte o günler geride
kaldı. Erdoğan, millet- devlet kaynaşmasının sembolü olarak ev
sahibi idi. Askeri, politikacısı, işadamı, sanatçısı, gazetecisi,
akademisyeni iç içeydi.