TSK Müşterek Özel Görev Kuvveti tarafından sürdürülen Cerablus
Harekâtı, dış dinamikler kadar içeride atılacak adımlara da yeniden
odaklanmamız gerektiğini gösterdi. Terörle mücadelenin sınır dışına
taşan, içeride de etkili biçimde devam eden güvenlik boyutu, kalıcı
çözüm için alınması gereken tedbirleri gölgelememeli. Yani, terörle
mücadelenin gelip güvenlik politikalarına sıkışıp kalmasına müsaade
edilmemeli.
Peki, bizde bu kanaati oluşturan gerekçe ne? Çok açık şekilde,
bürokratik dehlizlerde kaybolmakta olan eylem planı.
Daha doğrusu Şubat 2016'da 10 ana başlıkta açıklanan ve 303
maddeden süzülerek 81 maddeye inen "Terörle Mücadele Eylem Planı."
Bu plan acaba ne durumda? Tabii bu sorgulamayı yapmaya
başladığımızda, araya çok sayıda makul sayılabilecek mazeret
sıkıştırılabilir.
Ki öyle de oluyor. Ancak, Türkiye'nin her türlü şekil ve isim
altındaki terörle mücadelesinden daha önemli bir gündemi olabilir
mi? Kuşkusuz, hayır. Hal böyle iken Terörle Mücadele Eylem
Planı'ndan ne kadar mesafe alındığı, bir başka anlatımla neden
istenen hız ve etkinlikte mesafe alınmadığı hepimizi yakından
ilgilendiriyor.
***