Ankara, "Sur, Cizre ve Silopi'deki operasyonları" dakikası dakikasına izlerken, "Terörle Mücadele Master Planı" üzerinde de yoğun bir çalışma sürdürüyor.
Hendeklerin kapatıldığı, barikatların kaldırıldığı, bomba düzeneklerinin imha edildiği bugünkü sürecin sonunda ne olacağı çok ama çok önemli.
Meselenin, "terörist unsurların şehirlerden temizlenmesinden" sonra, "ailelere, gençlere, işsizlere, esnafa, sivil toplum kuruluşlarına" dönük boyutları da var. Evet, "Güncellenen çalışmalar" söz konusu. Ama kimse Amerika'yı yeniden keşfetmiyor. Asıl reçete belli. Yarın için belirleyici olan hususlar ise "kamu düzeninin tesisi, barış ikliminin oluşması, doğu ile batı arasında duygusal bağların güçlendirilmesi becerisi!"
***
"Güvenlik politikaları" somut netice vermeden, yeni süreçten bahsedilmesi, yeni muhatapların ilan edilmesi mümkün değil. Lakin teröristle mücadele eden devletin "ileriyi nasıl gördüğü" kritik bir konu. Bir yandan "sivil, insani, demokratik" çerçeve üzerinde hazırlık yapılırken diğer yandan kamuoyuna gönderilen sinyallerin içeriğine de dikkat edilmesi gerekiyor.
Asker ve polis tabii ki her şarta göre eğitimli ve donanımlı olmak zorunda. "Kent içi çatışma veya kalkışma senaryosunu" da hesaba katmalı.
Ancak asli işini icra ederken, halk nezdindeki etkisini çok yönlü düşünmek durumunda. Sözde öz yönetim ilanı bahanesiyle belirli ilçelerin terörize edildiği bir ortama mı bakacağız yoksa kentlerin, demokrasinin, anayasanın yeniden inşa edileceği gelecek Türkiye'sini mi esas alacağız?
Demem o ki... Nevruz'a kadar güvenlik ve asayişin sağlandığı, geniş tabanlı toplumsal dinamiklerle barış içinde bir arada yaşamanın kurallarının yazıldığı bir dönemi tasarlarken, "Toplumsal Görünümlü Terör Olayları ve Meskûn Mahallerde Harekât Tatbikatı" gerçekleştirildiğini duyurmak kafa karışıklığına yol açabilir.
Yani... "Acaba barış derken bahardan itibaren doğudan batıya başka bir kitlesel olay dalgası mı yayılacak?" sorusu zihinleri kurcalar.
Halihazırda Türkiye'nin odaklandığı başlık da bu... "Silahlı, lokal isyan girişimi netice vermeyince", bu kez "yabancı gözlemciler eşliğinde silahsız ama çok daha geniş yelpazede Kürt kökenli vatandaşların mahalle mahalle, ilçe ilçe sahaya çıkacağı, uluslararası destek arayacağı, niteliği değişik bir başka süreç mi kurgulanıyor?"