Paralel Devlet Yapılanması ile mücadelede, somut olarak ne
yaptığı en çok merak edilen kurumların başında Türk Silahlı
Kuvvetleri (TSK) geliyor. Bu yapının açık hedefi ve hatta kumpasın
mağduru olan TSK, kimilerine göre ağır kalıyor, kimilerine göre
aldığı kararları davul zurna ile duyurmayı istemiyor. Genelkurmay
Başkanlığı, resmi bilgi paylaşımında bulunmadığı için yakın zamana
kadar konu, spekülasyon malzemesi de yapılıyordu. Ta ki Milli
Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın verdiği genel rakamlara
kadar...
Peki, gerek sayı gerekse alınan tedbirler bazında TSK nasıl bir
tutum içinde?
TSK, paralel yapı ile uzun dönemli mücadele eden tek kurum olarak
tanımlıyor kendisini. 1984-2010 arasında 1.400'ü aşkın personel ya
Yüksek Askeri Şûra kararı ya da bakan onayı ile TSK'dan ihraç
edildi. Bir döneme damgasını vuran "irticai faaliyetler" başlığı
altında toptancı bir anlayışla verilen ihraç kararlarının 26 yıllık
bilançosu bugünkü verilerle incelendiğinde, ilginç bir tablo ortaya
çıkıyor. Silahlı Kuvvetler'in "disiplinsizlik" genellemesiyle de
izah ettiği ihraçların 400'den fazlasının paralel yapıya mensup
asker kişilerden oluştuğu anlaşılıyor.
Genelkurmay'ın, bu hassas meseleyi neden 2010 yılına odakladığına
gelince... 2010'da Milli Güvenlik Siyaset Belgesi yenilendi ve risk
konsepti değişti de ondan!