Kamu yönetimi ve bürokratik refleksler benim özel ilgi alanım.
Mülkiye yıllarından bu yana devletin idare tarzı ile devlet
memurlarının yaklaşımlarını sürekli gözler, analiz ederim. Devleti
bilmeden, yönetmenin mümkün olmadığı gerçeğini not ederek, önemli
bir çalışmaya değinmek istiyorum: "Türkiye'de Değişim Yapmak Neden
Bu Kadar Zor?"
Eserin sahibi Prof. Dr. Ömer Dinçer, Başbakan Başdanışmanı,
Başbakanlık Müsteşarı ve Bakan olarak yakın siyasi tarihte izler
bırakan bir isim. Dinçer'i, Türkiye ile tanıştıran konu, "Kamu
Yönetimi Reformu" oldu. Ki bu reform hâlâ yapılamadı ve anayasa ile
birlikte ülkenin sıcak gündemi olmaya devam ediyor.
***
Dinçer'in kitabında ele alınacak pek çok başlık var. Değişime
direnç, statükonun gücü, değişime öncülük edenlerin meşru müdafaada
bırakılması, askerin sistemdeki rolü, yargının inanılmaz gücü,
siyasetçinin zayıflatılmış konumu, medyanın süreç içindeki
belirleyici yeri... Belki de bir bu kadar önem taşıyan konu da
"merkezi idare ile yerel idare arasındaki ilişkiler!" İddia ile
söylüyorum ki bu denklem çözülmeden, özellikle etnik duyarlılıktan
uzak, kitlelere yerelde kendisini yönetme alanı açmadan, Ankara'nın
görev ve sorumluluklarını sadeleştirip, etkili düzenleme- denetleme
aşamasına geçmeden ülkede atılan her adım eksik kalacaktır.
***
Türkiye'nin mevcut Anayasa, kamu personel rejimi ve kamu
yönetimi tarzı ile sıçrama yapması imkânsız. Nasıl ki ekonomide
"orta gelir tuzağından" söz ediyorsak, anayasal sistemde de
"gelişmekte olan ülke tuzağından" söz edebiliriz. Bu tür
devletlerde eksik bırakılmış bir kurum, verilmedik yetki,
geliştirilmemiş proje yok denecek kadar azdır. Ancak hedef ve sonuç
odaklı yönetimden bahsetmek mümkün değildir.
***
Prof. Dinçer'in kitabından hareketle bilinmesi gereken kritik bir konu da "ülkeyi dönüştürmek isteyenlerin anasından emdiği sütün burnundan getirileceği, yalnızlaştırılacağıdır!" Kitabı okuduğunuzda görüyorsunuz ki kronik sorunlara neşter atıyorsanız, karanlık ellerin, evlerinize girmesi, iz bırakmadan kaçması, parmak izlerinin silinmesi mukadderdir. Halihazırda bu "görünmez el mekanizması" aktiftir. İstendiğinde harekete geçirilebilmektedir.