BM Genel Kurulu'nun Kudüs kararı da gösterdi ki "yeni bir dünya kuruluyor!" Henüz emekleme aşamasında olsa da yeni dünya düzeni arayışı bir dip dalgaya dönüşüyor. Küresel toplumdaki büyük kırılmayı gören ülkeler ise farklı arayışlara giriyor. Örneğin, Türkiye geleneksel katı dış politikasını esnetmeye, "adalet" ilkesi temelinde "çoklu ve çok yönlü ittifaklar" düzleminde yeniden inşa etmeye çalışıyor. Peki ya diğer ülkeler?
Herkes ya pozisyonunu koruma veya alan genişletme uğraşında... İngiltere'nin AB'den çıkış planını, Birleşik Krallık'ın kadim müttefiki ABD'ye rağmen Ortadoğu'daki sürpriz açılımlarını, Almanya'nın Avrupa patronluğu hedefine uygun adımlarını, Fransa'nın çekirdek Avrupa'ya dönüş formülünü, Çin'in "dengeli ilişki- dengeli ticaret" yaklaşımını, askeri güç olarak Rusya'nın bir kez daha sahne almasını, devlet altı yapıların bölgesel krizlerdeki rolünü, devlet- toplum makasının açıldığı Körfez ülkelerindeki taban baskısını başka türlü açıklamak mümkün mü?