AK Parti içindeki bir grubun Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi'ni, özellikle "yüzde 50+1'in!" ciddiyetini ya yeterince
anlamadığı ya da anlamak istemediği görülüyor.
Gayet iyi biliyoruz ki 16 Nisan Referandumu'nda halkın onayından
geçen anayasa metni, Türkiye'nin yönetsel yeniden yapılanma
idealini birebir karşılamıyor, sadece geleceğe yönelik bir adım
niteliği taşıyor. Anayasa paketinin kabulü, "Nasıl olsa 'Reis' var.
Seçim günü yaklaşınca O, bir şekilde sahaya ağırlığı koyar, biz de
yolumuza devam ederiz" kolaycılığını izah etmiyor. Cumhurbaşkanı,
seçim kazanmanın resmi çıtasının nasıl yükseldiğini bugünden
gördüğü için "erken uyarı sinyalleri" gönderiyor ve tedbir alıyor.
Zira seçmenin oyu kimsenin cebinde yani garanti değil.
Yerel iktidarını müdafaa ve muhafaza için gayret gösterenlerin,
2019'u hesaba katarak daha kapsamlı durum değerlendirmesi yapması
gerekiyor. Üç seçimli denklemin bir aşamasındaki aksamanın, tüm
sonucu sarsacağı, kendisini siyasi marka veya güçlü aktör
zannedenlerin istikbalini de kökten etkileyeceği 2017'nin
sonbaharından bile görülüyor.
Belki de vakit geçirmeden, kimin kimle ittifaka gireceğini şimdiden bilmek lazım. Meselenin, muhalif grupların tek potada eritilmesinin veya sosyal medya yönlendirmesinin çok ötesine geçtiği, ana akım siyasetle ve ülkenin istikrarlı geleceği ile bağlantılı olduğu çok açık. *** Halihazırda AK Parti sınırlarında il-ilçe başkanları ve belediye başkanları ekseninde ilerleyen değişim sürecinin, yüzde 50+1 barajını aşma çabasından kaynakladığı da düşünülebilir. Yüzde 50+1 "ya istikrar ya da belirsizlik" denilecek kadar kritik bir eşiktir. AK Parti için bu oy oranı her zaman erişilebilir oldu. Lakin birbirine endeksli üç seçimin getirdiği baskı, işi bugünden sıkı tutmayı gerekli kılıyor.
Siz, kendi içinizde değişimi ve yenilenmeyi başlatıp, seçmene "Senin mesajını vakitlice aldım ve bu yönde adımlar attım" demezseniz, 2019'a hazırlıklı giremezsiniz. Sürpriz sonuçlarla karşılaşılması halinde mazeret üretenleri, "ben söylemiştim" klişesine sarılanları, lidere varıncaya kadar suçlamalar yöneltenleri bizler tanıyoruz. O nedenle kadro yenilenmesine zihniyet yenilenmesinin eklenmesi zorunlu görünüyor ve konunun kişilere, ilişkilerine, imajlarına indirgenmeden çözüme kavuşturulması önemseniyor.