Lakin... Ekonomide sistematik olarak negatif hava yayan çevreler, ürettikleri karamsarlığı hemen herkese bulaştırabiliyorlar. Algı, olgunun önüne geçtiğinde ise onlara gün doğuyor (!) Neden? Çünkü piyasadaki aktörlerin davranışları rasyonellikten uzaklaşıyor. Böylece kendi kendini doğrulayan kehanet tablosu çıkıyor (!) Oysa halihazırda, yönetilebilir ölçekteki risklerin aşılmasının mümkün olduğunu gösteren olumlu faktörler söz konusu. Örneğin, Türkiye'nin döviz talebini doğrudan etkileyen cari açık neredeyse sıfırlanmak üzere, hatta cari fazlaya doğru bir gidiş söz konusu. Enflasyonda, gıda ve petrol kaynaklı riskler de azalmakta. Ve nihayet ekonominin durgunluk sarmalına girmeden ılımlı büyüme ivmesi yakalaması da uzak ihtimal değil...
***Gelgelelim...
Jeo-politik ve jeo-stratejik riskler ile siyasi sahada olup bitenler, ekonomiye yük bindiriyor. Bu noktalarda risk katsayısı azaldıkça, ekonomide öngörülebilirliğinin artacağına kuşku yok. Ha, derseniz ki "ABD, yaptırım tehdidinde" ciddi. Ben de derim ki "ABD, şu veya bu bahane ile gözüne kestirdiği her ülkeye yaptırım dili kullanıyor.