Bazen iyi bildikleriniz bile tarafgirlik ya da kişisel
düşmanlıktan dolayı katılıyorlar onların arasına. Bakış açıları
daralıyor, gözleri kararıyor, kulakları kapanıyor, hesap, mantık
duruyor, kalem de ona göre dönüyor.
Neredeyse bütün muhalif yazarlar için İmamoğlu, yeniden doğmuş
Atatürk’tür. Yazıları, yorumları sanki kazanılmış bir kurtuluş
savaşını anlatmaktadır. Durun biraz, sakin olun, bu ne
aşırılık.
Yorumculuk yapan Can Ataklı, zafer sarhoşluğu içinde
Kılıçdaroğlu’na medya patronlarını tehdit etmesini tavsiye ediyor:
“Sayın filan deme, Yıldırım bak kardeşim de, günde en az bir
haberimi yapacaksın bak yoksa… sonra kapat telefonu” diyor. Doğu
Perinçek ve Aydınlık’a ağır hakaretler ediyor televizyonda, halka
yalan söylüyor. Patoloji bu, ama gazetede köşesi, TV’de programı
var, infaz yapıyor yalan bıçağıyla.