Dolandırıcının biri mahkemelik olmuş. Şehrin en pahalı avukatına koşmuş hemen: “Kurtar beni avukat bey, ne istersen veririm...”
Meseleyi dinleyen avukat, biraz safça görünen adama “seni bu işten kurtarırım, ama pahalıya mal olur.” Adam hiç düşünmeden kabul etmiş. Avukat bir güzel anlatmış mahkemede ne yapacaklarını. Adam yakayı kurtarmasının, avukat da kolay paraların hayalini kurmaya başlamış. Çıkmışlar hâkimin karşısına, hâkim sormuş: “Bu işi sen mi yaptın?” Sanık tıpkı avukatının dediği gibi cevaplamış: “Megri megri...”
Hâkim şaşkın: “O ne demek kardeşim?”
Sanık: “Megri megri.”
Hâkim: “Ne demek istiyorsun, megri ne demek, soruya cevap versene.”
Sanık: “Megri megri.”
Hâkim : “Ulan sen benimle dalga mı geçiyorsun! Bak tıkarım içeriye.”
Sanık: “Megri Megri...”
Bu aşamada avukat hemen araya girmiş, “efendim gördüğünüz gibi müvekkilimin aklı kıttır. Cezai ehliyeti yoktur. Ne konuşulanı anlar, ne de cevap verebilir. Bu yüzden beraatini talep ediyorum.”
Hâkim bunun üzerine sanığı adli tıp kurumuna göndermiş. Orada da aynı taktikle kendisine sorulan bütün sorulara “megri megri” diye cevap vermiş.
Sabahtan akşama kadar “megri megri” diye ortalarda dolanmış. Biraz yattıktan sonra “cezai ehliyeti yoktur” raporu alarak taburcu olmuş, bu rapora dayanarak mahkemeden de kurtulmuş ve nihayet avukatın